Bu neydi? İnsanlara can veren bir hayat suyu mu? Bütün dertlere şifa dağıtan bir iksir veya bir ilaç mı? En dehşetli korkuları kökünden kazıyan bir güç mü? Yoksa sevgiden, aşktan öte bir ebedî dost eli mi?
Onu okurken ben kendimi rengarenk çiçeklerin üzerinde dans ettiği, şırıl şırıl akan tertemiz bir derenin kenarında börtü böceğin doğayla konuşmasını ve onlarla bütünleştiğimi hissediyorum
Yûsuf ile ZüleyhaNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202114.9k okunma
Aşktan yana söz duyunca
Ben hep seni düşünürüm
Uçsuz hayaller boyunca
Ben hep seni düşünürüm
Yıldızlar kayar yüceden
Renkler sıyrılır geceden
Yüreğim sızlar inceden
Ben hep seni düşünürüm
Aklın ucu değer hiçe
Yol ararım içten içe
Kainat uyur sessizce
Ben hep seni düşünürüm
Rüzgar eser ilden İl'e
Sağlıkta bitmez bu çile
"Var"dan öte, "Yok"ta bile
Ben hep seni düşünürüm.
Abdurrahim Karakoç
youtu.be/43rdnPIp0sg
Kendimizi hüsrandan kurtarmak için bulduğumuz yollar kendimizi tatminden kurtarmak için bulduğumuz yollardır. Ve kendimizi tatminden kurtarmak için tatminimize dair fazla kesin ve etkili imgelerden faydalanırız. Kendimizi kandırıp tatminden mahrum bırakmak için tatmini kullanırız. Başka bir deyişle, karşı-ütopya anlatısına paralel ya da onunla eşzamanlı ütopik bir anlatıya ihtiyaç duyarız, ki paradoksal bir biçimde, psikanalitik yorum bunların her ikisini de içerir. Freud her şeyden öte, sevgiden/aşktan kaçınarak tatminden kaçındığımızı açığa çıkarmıştır.
Çakır ile Mahru gözlerini birbirinde açmış çocukluktan beri birbirlerine aşıklardır. Çakır'ın yaptığı iş ve ailesi hayatlarında büyük sorun teşkil eder. Düğünlerine bir hafta kala hapse giren Çakır ile hepsi tepetaplak olur. Hem Çakır'ın yokluğu ile hem de mahallelinin yaptıkları ile bir başına mücadele eder Mahru.
3 yıl sonra Çakır'ın kuzeni ve Mahru'nun kuzeninin kına gecesinde çıkagelir Çakır. Affetmeyeceğine dair yeminler eden Mahru ne yapacak? Çakır kendini affetirmeye, Mahru ise affetmemeye kararlı kazanan kim olacak?
Bir gün canım kitabın yorum postunu gireceğime çok emindim bu postu girmek çok çok farklı bir duygu anlatamam. En başından şu evreye kadar her şeyine şahit olmak çok güzel çünkü.
Çakır çok çok başka seviyor gerçekten aşktan öte bir adanmışlık var okurken eriyip bitiyorsunuz.
Çünkü ne olursa olsun onun için varsa yoksa Mahru var onsuz nefes alamayacak kadar aşık. Ailesinin bencilliği ile istemediği şeylerde debelenen Çakır'ı çekip çıkarmak istedim çoğu zaman.
Mahru için ise Çakır her şey bir başına dünyasında aile, arkadaş, dost, aşk her şey Çakır'dan ibaret.
İkisini de anladım ve ikisini de çok seviyorum. Hümeyra'nın kalemini bilenler bilir olayları hep duygu olarak derinlikli yazar ve yaşıyor gibi hissedersiniz çok başkadır o yüzden.
Kitabın sonunu bildiğim halde kitabın sonundan sonra olacakları ve ikinci kitabı heyecanla bekliyorum. Hepinizin bu kitapla ve Çakır ve Mahru ile tanışmanızı istiyorum. Keyifli okumalar!
"Neden," diye sordu, "aforozlular gibi ağlıyoruz halimize? Hazine dairesinde kalmak istiyorsak, bunun tek yolu, aşkımızı aşktan da öte bir aşka dönüştürmektir. Cebrail
Aleyhisselâm, Peygamber Aleyhissalâtü vesselamla birlikte kevn âleminin sınırlarına, Kabı Kavseyne geldiğinde 'Daha ileri gidemem,' demişti. 'Eğer bir kıl kadar ileri geçersem,
yanarım. 'Ben zaten yanıyorum,' diye karşılık verdi Peygamber Aleyhissalâtü vesselam. 'Burda
kalamam.' Ve Peygamber Aleyhissalâtü vesselam, yanıp tutuşarak, Kabı Kavseyn'den öte
geçti.
SİHİRLİ ZAMAN
Benim zamanım sensin artık.
Ruhun ve duygularınla zamanıma sevilmek için hoş geldin. Sen benim büyük bir özlemimdin. Aşkına aşkımın özlemini ve özlemimi katarak geldin. Eteğinin eteklerinde usulca oturmaya geldim.
Bir aynadır buğulanan buğuları dağıtan ve geçmişteki
olumsuzlukları dağıtan. Geçmişimizdeki buğuları emek harcayarak