Hayatınının Yarısını Kitap Okumakla Geçirenlerin Çok İyi Bildiği 17 Şey
1. Kitap okumak sizin için hiç bir zaman boş zaman aktivitesi olmamıştır. Tam tersi kitap okumaktan artan zamanı boş zaman olarak görürsünüz.
2. Kitap okumak için özel bir yere ihtiyaç duymazsanız. Metroda, otobüste, sokakta, vapurda her yerde kitap okuyabilirsiniz.
3.
Bilmem yalnızlık efendi ile aranız nasıl? Benim oldum olası iyidir. Severim kendisini, zannımca o da benden memnundur. Yalnızlık efendi uzunca boylu, titiz, temiz, ve bakımlıdır. Çok yakışıklı sayılmaz belki, fakat hayli alımlıdır. Kıyafetlerini nerede diktirir bilmem, ama giyimi kuşamı farklıdır. Hayatımda tanıdığım en donanımlı, en kültürlü,
EVANJELİZM Kitap Hakkındaki SON SÖZ:
Satırlarda buluşup, bilişip; sefa ve cefayı aynı tonlarda soluyarak yüreklerinde aynı duyguları yeşerten bütün dostlara.
Merhaba ve diyorum ki;
"Yaratan Rabbinin adıyla oku." (Alak,1) fermanı Kur'an-ı Kerim'in insanlığa ilk emridir.
Her şeyi oku!
Allah'ın ayetlerini oku!
Oku ama
Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir.
Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde tramvatik haberler alan birini bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerken kendini acıdan korur.
İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanmayacak, hatta belki de asla iyileşmeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. "Zaman tüm yaraları iyileştirir" sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalan bu kapının ardında saklıdır.
Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acıdan saklanmak için zihnin gerçekliği bırakması gerekebilir.
Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.
Jennifer McMahon - Söylemeyeceğine Söz Ver adlı kitaba yorumum:
Öncelikle bu kitabın peşinden çok koştuğumu, delice merak ettiğimi söylemeyeliyim. Kavuştuğumda ise derhal okumaya başladım ve su gibi içtim sayfaları.
Kitabın kapak resmi harika olmakla birlikte iç kağıdının çok kaliteli olduğunu bildirmeden geçmek istemedim. İç kağıdı O kadar
Eşimizi Neye Göre Seçeriz?
Tesadüf gibi görünen eş seçimleri gerçekte
tesadüf müdür? Eş seçimi aslında tahmin
edilenden daha karışık bir süreçtir.
Aşık olma süreci tamamen tesadüfler üzerine
kurulu gibi görünse de gerçekte olan aslında
beynimizin alt katmanları yani en temel
beden fonksiyonlarını yerine getiren kısmı,
eşimizi ebeveynlerimizle
Bazı kadınlar sol göğsünün altında mayın taşır.Ve oraya ilk basan adam,ayağını çekip gitmeye kalkışırsa eğer; mayın patlar,kadın dağılır;adam ölür,kadının sol göğsünde.Sonra bir daha kim gelip giderse gitsin sol göğsün altındaki kente,asla aynı etki yaşanmaz.Bir mayın bir defa patlar beyler.Bir kadın gerçekten bir defa sever ,bir şiir bir kez yazılır,bir kitap bir kez okunur gibi çürütülebilir bir tez değildir bu.Bir insan bir kez ölür türündendir. Ve sen,sana gelince eğer bir gün uğrarsan sol göğsümün altındaki kente hüzünlü bir sesle ; ''buralar bir zamanlar hep benimdi ''
Anonim
Yaşamın yapısında umut ve inanca bağlı olan ve onların bir halkasını oluşturan bir öge daha vardır: cesaret, ya da Spinoza'nın adlandırmasıyla, direnme gücü. Belki de direnme gücü belirgin, daha açık bir anlatım, çünkü günümüzde cesaret daha çok yaşama yürekliliğini değil de ölme yürekliliğini göstermede kullanılıyor. Direnme gücü, umut ve
Bu koşu ‘Uğur’ getirmez!
Son zamanların en çok satanlar listesinin başında Uğur Koşar’ın kitapları geliyor. Kendini “modern çağın aydınlanmış bilgesi(!)” olarak tanımlayan Uğur Koşar, Yaratan’ın kendisine “kendini bulma, izleme, derin bakma rahmeti verdiği”ni iddia ediyor.
Sıklıkla bizim ‘az’, batı toplumlarının ise daha ‘çok’ okuduğundan söz
Din bahsinde çocukların eğitimine gelince ortaya çıkan ilk mesele çocuklara dini düşüncelerin erken yaşlardan itibaren verilmesinin doğru olup olmadığıdır. Eğitimle ilgili eserlerde bu bahiste pek çok şey yazılıp söylenmiştir. Dini düşünceler her zaman bir ilahiyatı tazammum eder ve kendileri hakkında ve dahası dünya hakkında henüz bir şey
-Bu kitabı enfes bir zevkle okumamı itiraf edebilirim.Ve bu kitap bana bazı şeyleri hatırlattı ama onları izah etmeyeceğim.Çünkü,bu bana özel şahsi hatırlatmalar olsa gerek :)
Atay’ın, hikâyelerinde kurguladığı kahramanlar aracılığıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun neticesinde içselleşen problemli insanları anlattığını
Bizler için adım atmaktan korkan insanlara,bizler ise koşar olduk.Galiba bu yüzdendir yorgunluğumuz...Çoğu kez onların duymak istediklerini söyledik yüzlerine.Bü yüzden bizim söyleyeceklerimiz hep sözde kaldı,fark edemedik...
Geçmişe bakıp göremediğimiz çok şey var aslında.Bakmak,görmek değildir.Bakıpta göremeyen çok insan tanıyorum bu
Okuduğunuz eser sizi fikren yükseltir, içinizi iyi ve mert duygularla doldurursa, onun hakkında karar vermek için bu duygu yeterlidir.
Alexander Pope
Asıl iktidarın kitapta olduğunu gördükten sonra, hükümdarlar da kaleme sarılıp kitap yazmaya başladılar.
Alfred de Vigny
Kitaplar benim sevgili dostlarım, gerçek yol gösterenlerimdir; çünkü iki