asla hatırlamak istemediğim, ancak unutmak için anlatmaktan başka çaremin olmadığı o kadar çok şey yaptım ki... üstelik bunları da başka şeyleri asla hatırlamamak için yaptım... ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. aksine... unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... her güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak kadar unutmak. "bugünkü biraz daha geniş sanki!" ya da "dünkü güneş daha ovaldi, değil mi?" diyecek kadar unutmak... her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş...
İnsan ne kadar unutmaya çalışırsa çalışsın, geçmişini asla unutamaz. Hep bir iz, bazen küçük, bazense büyük bir iz kalır onda. Bu yüzden öyle kolay kolay silemezsin. Kimi zaman da her şeyi unutmuş gibi görünür. Ama hep küçük bir parça vardır; ona tüm geçmişi hatırlatan... İnsan geçmişinden utanmamalı, korkmamalı... Her ne yaptıysa açık açık söyleyebilmeli, sahiplenebilmeli onu... Bazen de işte onu orada öylece bırakıp gitmek, hiçbir şey hatırlamamak istersin. Pişmanlıklarını, üzüntülerini… Çünkü ne kadar bağlı olsan da, ne kadar çok sevsen de yoluna devam etmek zorundasın. Ama tabii bunu yapmadan önce kendine sorman gerekiyor. Ben her şeyi gerçekten unutmak istiyor muyum? Leyla ile Mecnun
Reklam
İnsan geçmişinden bir anda pat diye kopar bazen; kesinkes yırtılır bir bağ, bir daha asla bağlanmamak üzere... Bilirsin ki hatırlamamak tek seçeneğindir. Bilirsin ki hatırlamamak kendini inkâr demektir. Bedeli göze alırsın. Ancak böyle hayatta kalırsın.
Asla hatırlamak istemediğim, ancak unutmak için anlatmaktan başka çaremin olmadığı o kadar çok şey yaptım ki... Üstelik bunları da başka şeyleri asla hatırlamamak için yaptım... Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... Her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak...
İnsan geçmişinden bir anda pat diye kopar bazen; kesinkes yırtılır bir bağ, bir daha asla bağlanmamak üzere... Bilirsin ki hatırlamamak tek seçeneğindir. Bilirsin ki hatırlamamak kendini inkâr demektir. Bedeli göze alırsın. Ancak böyle hayatta kalırsın.
Unutmak
Asla hatırlamak istemediğim, ancak unutmak için anlatmaktan başka çaremin olmadığı o kadar çok şey yaptım ki... Üstelik bunları da başka şeyleri asla hatırlamamak için yaptım... Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş...
Reklam
Asla hatırlamak istemediğim, ancak unutmak için anlatmaktan başka çaremin olmadığı o kadar çok şey yaptım ki... Üstelik bunları da başka şeyleri asla hatırlamamak için yaptım..
Sayfa 70 - Doğan KitapKitabı okudu
Acı geçiyor mu bilmiyorum ama asla ve asla unutamayacağım bir gerçek var; hatırlamamak mümkün değil çünkü birini hatırlamayacağını tekrar ederken bile aslında onu hatırlıyorsun.
asla hatırlamak istemediğim, ancak unutmak için anlatmaktan başka çaremin olmadığı o kadar çok şey yaptım ki... üstelik bunları da başka şeyleri asla hatırlamamak için yaptım... ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. aksine... unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş... her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak... her güneşi ilk ve son kez gördüğüne emin olacak kadar unutmak. "bugünkü biraz daha geniş sanki!" ya da "dünkü güneş daha ovaldi, değil mi?" diyecek kadar unutmak... her günü ilk kez yaşıyormuş gibi hissedecek kadar unutmak gerekiyormuş... ve de bağırmak: "Hangi dinde deja vu yok, ben ona inanacağım!" ve de susmak: nerede diriliş yok, ben orada olacağım.
Asla hatırlamak istemediğim, ancak unutmak için anlatmaktan başka çarem olmadığı o kadar çok şey yaptım ki… Üstelik bunları da başka şeyleri asla hatırlamamak için yaptım… Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine… Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş… Her doğanın yeni bir güneş olduğuna inanacak kadar unutmak. Her güneşi ilk ve son kez gördüğüne inanacak kadar unutmak. "Bugünkü biraz daha geniş sanki!" ya da "Dünkü güneş daha ovaldi değil mi?" diyecek kadar unutmak...
Reklam
İnsan geçmişinden usul usul kopmaz her zaman, öyle peyderpey kendiliğinden düşen ölü bir tırnak gibi. Insan geçmişinden bir anda pat diye kopar bazen; kesinkes yırtılır bir bağ, bir daha asla bağlanmamak üzere... Bilirsin ki hatırlamamak tek seçeneğindir. Bilirsin ki hatırlamamak kendini inkâr demektir. Bedeli göze alırsın. Ancak böyle hayatta kalırsın.
Sayfa 355Kitabı okudu
İnsan geçmişinden bir anda pat diye kopar bazen; kesinkes yırtılır bir bağ, bir daha asla bağlanmamak üzere... Bilirsin ki hatırlamamak tek seçeneğindir..
Metis yayınlarıKitabı okudu
Yegâne mirasçının katil ilan edilmesinden sonra bina krallığa devredilmiş, suçlanan adam da kendini temize çıkarmaya veya mülkünü geri almaya çalışmamıştı. Mantığın ve kanunun çok ötesinde bir dehşetle sarsılan, tek arzusunun o eski binayı bir daha asla görmemek ve hatırlamamak olduğunu korkuyla söyleyen on birinci Exham Baronu Walter de la Poer, Virginia’ya kaçmış ve sonraki yüzyılda Delapore soyadıyla tanınan aileyi kurmuştu.