Öncelikle kadın hakları olgusunun varlığını sorgulamış, evet biz de bunu sorguluyoruz zaten... Neden bizim haklarımızı korumak için ekstra bir alana ihtiyaç duyuyor oluşumuzu mesela? Eşitliği sağladığımızda umuyorum ki bu alana da ihtiyaç duymayacağız artık. Öncelikle erkek tahakkümünde sürekli ikinci sınıf insan muamelesi gören bu cinsiyetin denk
Ahmet Eren

Ahmet Eren

@Ahmet_eren_123
·
1yıl
yapıştır bunu geç ; Çünkü erkek hakları diye bir şey yoksa, kadın hakları da yoktur ve olmamalıdır. Dolayısıyla, yobaz bir erkek eşi veya kızının bu haklarına müdahale ediyor ve kadına baskı uyguluyorsa, bu «kadın haklarının ihlali» değil, «insan haklarının ihlali»dir. Devlet aracılığıyla gerçekleştiriliyor ve kadın vatandaşlara baskı
148 syf.
7/10 puan verdi
Bireycilik, iç dünyamız, kadınlar ve Siddharta üzerinden Herman Hesse.
Siddharta'nın hayatı boyunca arayışının kısa bir öyküsü diyerek özetlenebilecek bu kitabı, yıllardır bekliyordum okumayı. Zamanını beklemiş, doğru zamanda kendini okutmuş bir kitap oldu yine benim için. Okurken başlarında huzur bulduğum, yaşamımın bu dönemlerinde duymak istediğim cümleleri bana söyleyen hoş bir kitap olarak başladı.
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038,4bin okunma
Reklam
Sevmek 2.Kısım
Makul olanı sevmek herkes için kolay olan. Makul olmayanı sevmek ise çoğu zaman hayal kırıklığı getirdiği için deli işi. Halbuki sevme eylemi akıl ile değil kalp ile yapılır. Karşılık beklenilmez. Sevmek için nedenleriniz olabilir ama bu nedenler yüzünden sevmezsiniz. Sevginizi makul bir zemine oturtmak istersiniz. Oturmadığında bile hala seviyorsanız, gerçekten seviyorsunuz demektir. "Ona kavuşursam çok seviyorum, kavuşamazsam nefret ediyorum" anlayışına asla katılmıyorum. Kavuşamama ihtimaline rağmen sevmek aslolandır. Kimse siz seviyorsunuz diye sizin olmak zorunda değil. Nefret çok güçlü bir duygu ve size bu duyguyu hissettirmeyi gerektirecek bir şey yapmadığı sürece uzak durmanız gerekir. Kırılırsınız, kızarsınız, üzülürsünüz ama yokluğunda oluşan boşluğu sevgi yerine nefret alıyorsa bu hiçbir zaman sevgi olmamıştır zaten. Gerçek sevgi, hiç sizin olmamış olsa bile iyi olmasını temenni etmektir. Sen iyi ol, ben üstesinden gelirim diyebilmektir. Sen iyi ol, ben üstesinden gelirim. Kırgınlık ve özlemle...
136 syf.
9/10 puan verdi
Merhabalaaaaarrrr burayı ve instagramı uzuuun bi süredir boşladığımın farkındayım artık telafi etmeye çalışacağım 2.Dünya Savaşı ve bu savaşın getirileri benim hep çok merak ettiğim konulardan olmuştur. Bu savaşla ilgili okuduğum kitaplar, yazılar beni her zaman çok etkiler ve bu kitabı okurken de duygusal anlamda bi hayli zorlandım diyebilirim. Kitabın duyguyu yansıtamadığına dair bazı yorumlar gördüm veee hayır buna katılmıyorum. İnsanların çektiği acı tüm çıplaklığıyla aktarılmış. Yazarımız Takashi Nagai bi radyoloji uzmanı ve bu yıkıma hastanede çalışırken şahit oluyor. Olaylar yazarımızın kendi gözünden aktarılıyor ve tamamen kurgu dışı bi eser. Atom bombasının atılmasından sonra yaşanan felaketin bedensel ve mekansal etkilerini oldukça yalın bir şekilde anlatmış yazar. Okurken zaman zaman kendinizi orada hissedebilirsiniz. Doktorların ve sağlık çalışanlarının yaralanıp radyasyona maruz kalmalarına rağmen asla pes etmeden uzun yollar yürüyüp yaralılara yardım etmeye çalışması beni fazlasıyla etkiledi. (Sağlık çalışanları iyi ki var. ) Vee bir dee oldukça tuhaf bulduğum bir konu var kilisede bi konuşma yapılıyor ve konuşmada şöyle bi cümle geçiyor " Urakami seçildiği ve adak olarak kurban edildiği için şükürler olsun!" nE?.. Bu cümle o kadar saçma ve anlamsız ki... Ayrıca ölenler günahsız ama ölmeyenler günahkar ve bu acınası hayatı yaşamaya mahkum edilmişmişmişşş. Bu konuşma bana her deprem felaketi sonrası ortaya çıkan ve depremin bölgede yaşayan insanların günahlarından dolayı yaşandığını iddia eden bi takım insansı yaratıkları hatırlatı. Ehh o zamaaannn iyi okumalar efeniiiimmm
Nagasaki’nin Çanları
Nagasaki’nin ÇanlarıTakashi Nagai · İthaki Yayınları · 20221,084 okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İçinde aşırı detay ve bayağı betimleme bulunsa da yazarın masalsı üslubundan mıdır nedir hiç sıkılmadan, tek solukta okudum diyebileceğim 450 sayfalık büyülü bir dünyadan çıkmış bulunmaktayım. İlk sayfalarda bile elle tutulur bir olay olmamasına rağmen karakterlerin ve ortamın havasından dolayı asla okumakta zorlanmadım. Maceradan maceraya atıldıkları ve asla bir sonuca varamadıklarında herkes - ben bile - ümidini yitirmişken devam ettikleri, yapışık ikiz gibi davranmadıkları ve gerçekten yaşlarına uygun davrandıkları için çiftimizi kutlarım. Özellikle ana karakterin gelişimi harikaydı. Tecrübeleri, öğrendikleri ve büyüsünün de katkısıyla aldığı kararların sağlamlığı doğru orantılıydı. Sadece büyü konusunda çok hızlı yol katettiğini düşünüyorum. Yanında asırlık çınar, huysuz mu huysuz bir büyücü varken onu bu kadar şaşırtabilmesi gerçekçi değildi. Genel olarak hikâyedeki romantizmin sevilmediğini gördüm ama onlara katılmıyorum. Sarkan - defalarca vurguladığı gibi - nur yüzünün hatrına seçmedi Agniyeşka'yı. Üstelik birlik olmalarının sebebi de Galiz Orman ve laneti. Bir de Sarkan'ın yaşlı bir büyücü olduğu gerçeği varken ben kitaptaki romantizmi yeterli buldum.
Kökler
KöklerNaomi Novik · Pegasus Yayınları · 2019135 okunma
448 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Selamm :))
Bu zamana kadar Karantina için yapılan bir çok inceleme okudum ancak bana göre hiç biri tam olarak doğru ve yerinde incelemeler değildi. Çünkü Karantina bir kitapdan daha çok Wattpad platformunda bir marka haline geldi. Bu da yapılan incelemelerde iki grup oluşturuyor, Karantina ve wattpad kitaplarından nefret eden grup ve Karantina'ya asla
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının HikayesiBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 201620,5bin okunma
Reklam
369 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.