Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
144 syf.
6/10 puan verdi
Aslı Erdoğan'ın okuduğum ilk kitabı. Türk yazarların Türkiye'yi anlatmalarına alışmışız hep, bu açıdan yazar Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrini anlatmasıyla beni fazlasıyla şaşırttı. Kitabı bitirdikten sonra yazarın biyografisine baktığımda gördüm ki gerçekten de Brezilya'da yaşamış, yoksa o şehri böylesine iyi bir anlatımla anlatamazdı diye düşünüyorum. Fazlasıyla kasvetli olan kitapta, Rio'nun karanlık yüzünü karakteri Özgür'ün ağzından anlatıyor Aslı Erdoğan. Kesinlikle özgün ve akıcı bir dili var ama kitabın konusunu beğenemedim. İnsanı Rio'dan soğutan, yalnızlık kokan ve şehrin varoşlarını anlatan iç karartıcı bir kitap bu, bu nedenle aynı şekilde depresif bir zamanınızda okumanız belki de daha iyi olacaktır.
Kırmızı Pelerinli Kent
Kırmızı Pelerinli KentAslı Erdoğan · Everest Yayınları · 20121,287 okunma
"Genç ve güzel bir kadınsanız eğer, erkekler gövdenizi asla reddetmezler, sizi reddetseler bile."
Reklam
Hiçbir ego kendi gerçeğiyle baş edecek denli küçük değildir..
"Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez,özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı. Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır."
Onu bekleyen en korkunç düş kırıklığı, dört duvar arasında, bir kül tablası deryasında geçen ve alnında bir başka çizgiyi derinleştiren sayısız gün ve gecenin sonundadır. Onca çaba, özveri, çırpınış ve bunalımın sonucunda ortaya çıkan, hiç de umduğu gibi bir köprü ondan dışarıya dış dünyaya ulaşan bir köprü değildir. Yaşam bütün kayıtsızlığı ve alaycılığıyla akıp giderken, o yalnızca gerçeğin korkunç çölünde kişisel bir gözlem kulesi yapmıştır. Çatlak tahtalarından rüzgarlar dolan, sallantılı uğultulu bir kule... Sonuçta, eline kalem alan herkes şu soruyla fazlasıyla boğuşmak zorundadır ; Gerçeğin ne kadarına DAYANABİLİRİM?
İnsan hayatını har vurup harman savuran bu kentte, hiç kimse tanrısız sağ kalamıyordu.
Reklam
Kendimi olduğumdan daha büyük göstermek için yazıyorum, çünkü... çok, çok küçüğüm.
Sayfa 105Kitabı okudu
.. Oysa yaşam diye belledikleri bir kandırmaca. Genelgeçer bir mutluluk yutturmacası..
Kaosun denklemi çok basit aslında. Yaşam = yaşam. Ölüm = ölüm. Oysa hepimiz kendi denklemimizi kurmanın ve dünyayı ona eşdeğer kılmanın peşindeyiz. Ne aymazlık! Senin içindekini barındıracak derinlikte hiçbir şey yoktur gerçek dünyada; ama sen de, yaşamın, ölümün ve bütün düşlerinle, gerçeğin korkunç sonsuzluğunda, oylumsuz bir noktadan daha büyük değilsin.
Sayfa 126Kitabı okudu
Bir balona şekil veren hava gibi, benim de hayatıma şekil verecek bir şeye gereksinimim var. Şu anda bunun ne olabileceğini bile bilmiyorum, belki ancak sevgi diye tanımlanacak bir şey.
Reklam
"Yaşam iki göz kırpması arasında görülen bir düştür. Yalnızaca bir düş..."
Sayfa 129Kitabı okudu
"Artık biliyordu. Amazonlar'a dek kaçsa da, kendini yanında götürecekti. Küf kokulu, yüklü bir geçmiş bohçasıyla birlikte..."
Sayfa 113Kitabı okudu
"Dünyayı döndüren gücün sevgi ve iyimserlik olduğuna inanan Tolstoy 'du, değil mi?"
"Yalnızca tek bir şey adına güvenli suları terk eder, kendi köklerimizi keseriz. Adem'in uğruna ölümsüzlüğü teptiği tek şey adına: BİLİNMEYEN."
Yaşadığımız anları dondurup cümlelere dökme çabası, çiçekleri kurutup kitap yaprakları arasında ölümsüzleştirmeye benzer.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.