bunu sen istedin albert ;) 2
Albert'in, nasıl olur da en iyi felsefeyi bulduğu­nuzdan emin olabilirsiniz, sorusunu şöyle yanıtlıyordu: Bu soruyu sorması gereken kişi aslında benim, çünkü ben en iyi felsefeyi bulduğumu sanmıyorum, ancak doğru olanı anladığımı biliyorum. Bunu nasıl mı biliyorum? Üçgenin iç açılan toplamının iki dik açıya eşit olduğunu nasıl biliyorsam, öyle. Mantıklı bir beyni olan ve kötü ruhiann bize yanlış düşünce­leri doğru gibi gösterdiğini düşlemeyen herkes için bu kadan yeterli olacaktır... Peki ya siz en iyi dini, daha doğrusu, saf inancınızı rehin bırakacak en iyi insanlan bulduğunuzu söy­lerken, onların diğer dinleri ögretmiş olanların, ögretmekte olanların ve gelecekte ögretecek olaniann hepsinden de daha iyi olduğunu nereden biliyorsunuz? Buradaki, Hindistan'daki ve dünyanın diğer her yerindeki antik ve modern tüm dinleri incelediniz mi? Zaten bütün dinler yalnızca kurumsallaşmış batıl inançlar­dır.
Sayfa 476 - İletişim Yayınları
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
Reklam
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
İBADET PARA İÇİN YAPILMAZ
Nurettin Topçu'nun İstanbul Erkek Lisesi'nde öğretmenlik yaptığı dönemde İmam Hatip Okulları yeni açılmıştı. Bu okullara ayrı bir önem veren Topçu, asli görevinin yanı sıra 1956-1957 ders yılından itibaren İmam Hatip Okulu'nun lise sınıflarında da Psikoloji, Sosyoloji, Din Psikolojisi ve Felsefe dersleri okutmaya başlamıştı. O
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.