Zübeyr Gündüzalp'ın daktilo ile yazdığı "Gençliğimiz, hak ve hakikatı öğreten malûmat ve en yüksek ahlâk istiyor." adlı bir formasında, onuncu sahifede: Risale-i Nur yirminci asrın müslümanlarını ve bütün insanları koyu fikir karanlığından kurtarmak için müellifinin kendi ihtiyarıyla değil, büyük yaratıcımızın ihtarıyla yazılmış bir şaheserdir.
Onikinci sahifede: Risale-i Nur'a hizmet eden birisine denilse: Risale-i Nur yerine şu kitabları kopya et de, Ford'un servetini sana vereyim.
O, Risale-i Nur satırlarından kaleminin ucunu bile kaldırmadan şöyle cevab verir: "Dünya servet ve saltanatının hepsini verseniz kabul etmem."
Onbeşinci sahifede: "Dürüst fikirli yazarlara bağlılığımızın derecesi yüz ise, Bedîüzzaman gibi dünya ve âhiretimize rehberlik eden büyük bir şahsiyete bir kentrilyondur, sonsuzdur."
Onikinci sahifede: "Risale-i Nur'un şahs-ı manevîsi, asrın içtimaî ve ruhî ve dinî hastalıklarını teşhis etmiş ve müzminleşmiş içtimaî illetleri tedavi edecek şekilde Kur'an-ı Hakîm'in hakikatlarını İlahî bir emirle, bu zamanda yaşayan bütün insanlara arzetmiştir."
Kırkdördüncü sahifede: "Bedîüzzaman, bu risaleleri bir sene okuyan bu zamanın mühim bir âlimi olabilir demiştir.
Evet, öyledir."
Ellidördüncü sahifede: "Risale-i Nur okuyan hâkimlerin isabetsiz karar verdikleri görülmüyor." denilmektedir.