Ne var ki yatağının yanında bir kâse aşure onu bekliyordu. Baktı, baktı ve birden onun neden oraya konduğunu, kendisinden ne yapmasının beklendiğini anladı.
...
Aşureyi bitirdikten birkaç dakika sonra öyle keskin bir ağrı saplandı ki midesine nefes alamadı. Kekremsi bir tat doldu ağzına. Otuz saniye sonra nefes alış verişi tümüyle kesilmişti.
İşte Mustafa Kazancı kırk bir yaşına varmadan böyle öldü.