İlk iftira Havva'ya atıldı, yasak elmayı yedi diye... Sonra da bizi doğuran siz değilmişsiniz gibi 'Ademoğlu' koydular hepimizin adını... O günden bu yana tüm zorluklar katlanarak arttı sizin için. Sadece kadın olduğunuz için itildiniz, dövüldünüz, öldürüldünüz... İnsan olup olmadığınıza dair konferans bile düzenlendi Suudi Arabistan'da... Hem de daha birkaç yıl önce...
Doğurdunuz olmadı, ürettiniz olmadı, yeri geldi herkesten iyi yönettiniz ama yine olmadı... Erkeklerin at-avrat-silah üçlemesinin bir parçası olmaktan kurtaramadınız kendinizi bir türlü... Sokakta, mutfakta ve yatakta belirlenen görev dağılımının dışına çıktığınız anda hemen yerinizi bir başkasıyla doldurdular...
Siz eksik etektiniz. Saçı uzun aklı kısaydınız. Karı gibi gülmek, karı gibi ağlamak, karı gibi dırdır etmek gibi sayısız deyimler bulup erkekler olarak birbirimizi aşağılamak için kullandık adınızı... Çünkü sizin gülmeniz de ağlamanız da konuşmanız da dert oldu dünyaya...
Kiminizi okutmadılar, kiminizi çocuk yaşta evlendirdiler. Daha elinize oyuncak bebek almadan kucağınıza canlısını aldığınız zamanlar oldu...
Şimdi şöyle bir durup düşününce 8 Mart'ın, Kadınlar Günü değil de, erkekler için bir utanç günü olduğunu artık çok net görebiliyorum.
Böyle bir günün var olmasına neden olan kadınlar değil, erkeklerin ta kendisi çünkü... O yüzden bu günü kutlayarak değil de utanarak geçirmeyi kendime görev biliyorum...
Hakkınızı helal edin...
Necip G.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Üç şey insanoğlunun mutluluğundan, üç şey de insanoğlunun bedbahtlığındandır. İnsanoğlunun mutluluğundan olan şeyler;
-iyi bir eş,
-oturmaya müsait bir ev
-ve uygun bir binektir
İnsanoğlunun bedbahtlığından olan
şeyler ise,
-kötü bir eş,
-kötü bir ev
-ve kötü bir binektir.”. (İbn Hanbel, I, 169)
``Şimdi diyorum. Şimdi; bir deniz, denizde vapur, gökyüzünde martı, semaverde çay olmalı. Birde çaya yaren...´´
Cemal Süreya'yı bu sözüyle tanımıştım ve en sevdiğim şairdir kendisi. Uzun süredir kitaplarını çok okumak istiyordum ama bir türlü fırsat yaratmıyordum kendime diyeyim.
Özellikle hayatına kadar bir çok şeyi araştırmıştım. Büyük bir
İnanmayın o eski geleneklere ve onları size
erdem gibi anlatanlara! İnanmayın!
At,avrat,silah diyerek kadını onursuzlaştıran
soysuzlara inanmayın! Onlar ki ilk fırsatta
ufacık çocuklara dahi göz koyacak kadar
namussuz adamlardır! Aldanmayın!
Erkek dediğin silahsız olmayacak!
Vurdumu indirecek! Kadın da sana kul ve köle olacak
diyen SAPIK'lara İNANMAYIN!
Son zamanlarda Türkiye deki türk kürt arap herkes kürtlerin yaşayışı ve kültürü hakkında kendini söz sahibi hisseti. Tiktok videoları, twitler ve güldür güldür ün skeci gibi. Fakat kürtler de dahil hîç kimsenin kültürümüzle dalga geçmeye mizah konusu yapmaya hakkı yok. Bu konulara kısaca değinmek istiyorum.
1- çok çocuklu olmak : güldür güldürün
Yiğide dört şey gerek. Bir yiğit dört şeysiz olamaz. O dört şeyden birincisi saat, ikincisi güzel, kalın sağrılı avrat, üçüncüsü silah, dördüncüsü yavuz, kulağı kalem gibi, tüyleri yıldırdayan arttır.
adastraperaspera2.wixsite.com/adastraperasper...̇nceleme-lev-nikolayeviç-tolstoy
Kreutzer Sonat(Kroyçer Sonat), Tolstoy'un ilk olarak 1889 yılında yayımlanan bir romanıdır. Kitabın ismi Beethoven'ın keman ve piyano sonatı olan Kreutzer Sonat'tan gelmektedir. Beethoven sonatı ilk olarak George Bridtower'a adamıştır