416 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İYİ KOMŞULAR Herkese Merhabalar... Sizlere herkesin okuyunca sevdiği gibi benim de sevdiğim bir kitap ile geldim. Sadece tür için gerilim ibaresi vardı ama ben bir gerilim hissedemedim onu belirtmek isterim. Ya da benim gerilim anlayışım farklı olabilir. Neyse türü konusunda kararsız kalmış olsam da benim için sonuç ve kitap önemliydi sevdim mi sevdim. Öyle de hızlı ve merak uyandırarak okuttu... Mikael ve Bianca Andersson iki çocuğu ile mutlu bir hayatları olan çiftlerdir. Daha da mutlu olmak için çocuklarına daha samimi bir ortam yaratmak için müstakil bir ev alıp ve de yeni bir başlangıç yapmak için Köpinge'ye taşınırlar. Nerden bilsinler ki ellerinde olan hayat daha güzel ve en azından birlikte oldukları bir hayat olduğunu. Komşular ve yaşadığı yer hakkında titiz olan Bianca gerekli araştırmaları da yapar. Ama bazen kader bambaşka şeyler hazırlar. Komşularının geçmişi ve kendi içlerinde olan bir durum ile işler Bianca'nin komalık olması ile sonuçlanır. Bisikletine çarpan komşusu ile yoğun bakıma giden Bianca ve ailesi için işler nasıl bu duruma gelir? Neler yaşanır? Neler olur? Nasıl olur ? Hayatları nasıl değişir? derseniz işte onları söyleyemem. Okumalısınız. İki farklı zamanda (kazadan önce ve sonrası) Ve farklı karakterler ile düzenli bir tempoda anlatılması olayını çok sevdim ki her bakış açısından okumuş olduk. Eee ne demiş atalarımız "ev alma komşu al " işte öyle bir hikaye...
İyi Komşular
İyi KomşularM. T. Edvardsson · Martı Yayınları · 0108 okunma
İyi ki Efendimiz Var...
"Ahlak bir ölçek sorunudur büyük ölçekte çalışmaz..."Hükümdar Kral Cumhurbaşkanı bla bları Hep diyesim gelirdi diyeyim çünkü Peygamber efendimiz ve diğer peygamberler bu sıfatlardan vasiflardan en büyüğü idi... Efendimiz hem ahlakta edepte timsal idi... Uysa bari... Biraz bile uysa... Çürük zihniyetin çürük fikri... Ama insan başkasının maşası olsun yalakacı g*t yalakası olsun vermeyeceği akıl vermeyeceği fetva olmazmış... İnsan kendinin yırtık donunu yamamak istesin herşeyi bulabilir herşeyi.... Ne demiş Shakespeare "Şunu iyi bil ki, işine geldiğinde, şeytan bile kutsal kitaptan örnekler verebilir... Ve atalarımız "minareyi çalan kılıfını hazırlar"
Reklam
Ey kardeş, çocuk, senin cisim çocuğundur. İyi bil ki muradına erebilmen de ağlamana bağlıdır. Nasıl ki atalarımız demiş ya “ağlamayan çocuğa mama vermezler” tıpkı bunun gibi insan da muradını ısrarla ve gönülden ağlayarak, Allah’a samimiyetle yalvararak dile getirmelidir.
Gaijin - Yabancı
Hayatta karşılaştıkları tüm sosyal olguları sınıflara ayıran Japon toplumunun, yabancılar için de kesin bir çerçeve çizmemesi düşünülemezdi. Nasıl ki onlar bizim gözümüzde uzaylı ise, biz de onlar için uzaylıyız. Atalarımız ne demiş? "Bir uzaylı, öbür uzaylıya uzaylıdır." Herr Hans örneğine dönersek; Türkler bir Japon vatandaşına çok kısa süre içinde bizden biriymiş gibi benimseme yeteneğine sahipken biz bir Japon için her zaman "gaijin" kalmaya mahkumuz. Aradaki fark yetmiş yedi milletin kesiştiği bir coğrafyada yaşamakla, yüzyıllarca bir araya kapalı kalmanın getirdiği fark kadardır herhalde.
Məsələn, illərdir atalarımız "qozbeli qəbir düzəldər" deyib durur, bəs, sizcə, necə, gerçəkdən düzəldər? Məncə, anlayışları qarışdırmayaq, düzəltmək başqadır, sındırmaq başqa - qəbir qozbeli olsa-olsa sındırar, düzəltmək daha zərif, daha estetik bir məharətdir. Sındırmağa nə var ki, tutub möhkəm sıxdın, xıncım-xıncım oldu, amma düzəltmək... düzəltmək səbir istəyir, təmkin istəyir, ən əsası, sevgi istəyir. Meyar belədir: düzəldirsə, sevir, sındırırsa, nifrət edir. Şair demiş, əzizinin həyatından tikanı elə təmizləyəcəksən ki, gül toplayırsan sanacaq.
Sayfa 32
180 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Tanzimat yazarlarından Ahmet Mithat Efendi…
Yanlış batılılaşmayı ve özellikle çok bilen, ya da bildiğini sanan kişilerin aslında ne kadar içinin boş çıktığını anlatan bir eser. Tanzimat gereği cariyelik konusu da geçmekte. Kısaca özetlemek gerekirse: Mustafa Meraki Bey, alafrangaya düşkün biridir. Mihriban ve Felâtun adındaki çocuklarının giyimine özen gösterir fakat eğitimlerinin üzerine
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Felâtun Bey ile Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201822,6bin okunma
Reklam
Atalarımız demiş ki; Eşeğe altın semer vursalar da eşek yine eşektir. Hatta bir de demişler ki; olmayınca haya ve edep, neylesin medrese mektep, kırk yıl okusa nafile, yine merkep yine merkep.
Bu Ramazan Başka Olsun!
Allah'ım! Bize Receb’i ve Şa’ban’ı mübarek kıl ve bizi Ramazan’a Ulaştır.[1] Ramazan ayına takriben 2 hafta kaldı. Rabbimden bu ayların bizler için bereketli olmasını ve Ramazan ayına bizleri ulaştırmasını niyaz ediyorum. Peygamber efendimiz (sav) Ramazan ayını ihya etmek için Recep ayında paçalarını sıvamaya başlardı. İbadetlerini ve
Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar demiş atalarımız. O kadar doğru ki. Böyle insanlardan ne kadar uzak dursak o kadar iyi. Onlara onlar gibi çirkef ve çirkin insanlar lazım...
Ömrü boşa geçenden geriye ne kalır ki? Erlerden yiğitlerden nice bir nişan kalır Güzel atalarımız sözü de güzel demiş At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır…
Reklam
ACI GERÇEKLER / OLMASI GEREKENLER:
-Üzüntülerinizi , dertlerinizi herkese anlatmayın malesef kimse umursamıyor. -Sadâkat yok ise o sevgiye yatırım yapmayın. -Asla kimseye körü körüne bağlanmayın. Ne demiş atalarımız; karanlık çöktüğünde gölgeniz bile sizi terk eder... -Aşırı nazik, kibar, her hatayı bağışlayıcı ve yardımsever olmayın. Bazı insanlar nankördür suistimâl edebilir. -Kimseye fazla yaklaşmayın mesafe her zaman iyidir. -Kimseden bir şey ummayın, hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Kendinize güvenin. Hiçbir kimse vazgeçilmez değildir gerekirse masayı terk edin. Unutmayalım ki; insana yine insân iyi gelir. Kaliteli insanlarla beraber olmaya gayret edelim...
Kılıcı keskinleştiren beğ kısmının aklıdır ve de kör akıl, kılıcı da köreltir. Aklın bahadurluğu, bazunun bahadurluğundan yeğdir. " Sisli günde yol görünmez" demiş atalarımız. Ilgat etmek ile sis dağılmaz. Ancak kurt gibi pusuda kalıp bekleyici olmakla dağılır. Bazı gün olur ki toprağı üstünde kalan akıl bahaduru, toprağın altına giren kılıç bahadurundan yeğdir ve dahi şanlı zafer sahibidir.
Sayfa 259 - ÖtükenKitabı okudu
Mürebbiye Abla...(Alternatif Tip) (Elmayı Kabuğuyla Yerken Yazılan Yazılar...) Alternatif tıpta umduğunu bulamayan Mürebbiye abla çaresiz çareyi alternatif tipte arayacaktı sevgili Murat gilin damından atlayamadım türküsünü seven okurlar... Mürebbiye abla niyeti bozmuştu,,önce "komşu komşunun sevişmesine muhtaçtır" atasözünden
Resim