3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Cemal Oğuz Öcal (1913-1971), İstanbul Erkek Öğretmen Okulunu bitirir (1935). Öğretmenlik yapar. Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümüne girer. 3 Mayıs 1944 Turancılık olaylarında Serdengeçti ile birlikte tutuklanır; okuldan kaydı silinir. Berat edince 1947'de öğretmenliğe döner. Heceyle milli, hamasi şiirler yazar. Serdengeçti ile önceden
Reklam
1950 yılından başlamak üzere, dil devrimi karşıtlığının gittikçe daha düzenli, gittikçe daha ezici bir baskıya dönüştüğünü de biliyoruz. Böylece, Demokrat Parti iktidarının oyladığı ilk yasalardan biri Anayasa'nın eski diline dönme yasası olur, dil devriminden yana olanlar komünist olarak nitelenir, daha sonra, 1960, 1973 ve 1979 yıllarındaki birkaç aylık soluklanma dönemleri bir yana bırakılacak olursa, tüm iktidarlar dil devrimine karşı bir tutum benimser: herkesçe benimsenmiş yeni terimlerin okullarda kullanımını yasaklayan genelgeler yayımlayan ya da okul kitaplarını yeni kuşaklarca anlaşılması olanaksız osmanlıca terimlerle doldurtan milli eğitim bakanları, kendilerinin de sık sık kullandıkları yeni sözcüklerin bile radyo ve televizyonda kullanılmasını yasaklayan TRT genel müdürleri görülür. En sonunda 1980 askeri yönetimi Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumunu kapatır. Ama tüm bu karşı çabalar hiçbir sonuç vermez: dil devrimi, iktidarlardan bağımsız olarak ve iktidarlara karşın, gelişimini hep sürdürür. Hem de öyle güçlenerek sürdürür ki neredeyse kendine yönelen baskı çabalarıyla beslendiği söylenebilir.
TÜRK MİLLETİNE ÇAĞRI Milletimiz Orta Asya’daki hayatının en eski yüzyıllarında atı ehlileştirmek suretiyle mesafeleri kısaltmayı bilmiş, böylelikle geniş bölgeleri kontrol etmek imkânını bularak büyük devlet kurmak başarısını sağlamıştır. Başka milletler ancak şehir devletleri kurabilirken, birçok şehirleri de içine alan bu devletler, Türklerde
HÜRRİYET SARHOŞLUĞU 1961 Anayasası Türk milletine iyi bir düzen getiremedi. Suç anayasada değil, onu uygulamasını bilmeyen hükümettedir demek doğru değil. Polis üniversiteye giremez diye tepinen hain profesörler anayasaya dayanıyordu. Ordunun desteği ve iradesiyle, olağanüstü yetkilerle iktidara gelen Nihat Erim hükümeti de iyi niyetine ve azmine
MİLLİ ŞEFİN BERGÜZARI İsmet İnönü Cumhurbaşkanı olduğu zaman bunu müspet karşılayanlardan biri de bendim. O sıralarda yabancı basından bizim gazetelere aktarılan bazı haberlerde Türk Devlet Başkanlığı adayları arasında Şükrü Kaya gibi isimlerin de bulunması cidden ürkütücü ve düşündürücü idi. 1938’de benim İstiklâl Savaşı ve Cumhuriyet çağı
Reklam
Geri19
98 öğeden 91 ile 98 arasındakiler gösteriliyor.