Kitapta beni en çok etkileyen Atatürk'ün yalnızlığının öne çıktığı satırlar oldu.
Liderin çevresindeki tüm dalkavukları bir kenara koyarsak buna yazar da dahil, kurtuluş savaşı esnasında yaşanan zorluklar, bir milletin yeniden doğuş sancıları, savaş öncesi ve savaş sonrası yaşanan yokluklar, tüm bu zorluklar içinde bir liderin hüznünü okumak etkileyiciydi. Okurken daha çok hüzünlü bir lider yalnızlığı hissettim.
Evet, liderler yalnızdır. Peki halkından kopmak istemeyen bir lider neden yalnızdır?
Tabii ki çevresindeki her devrin ''kraldan çok kralcıları'' sayesinde. Öncesinde olduğu gibi bugünde bu böyle.
Dışarıdan ne kadar gösterişli gözükse de mütevazı bir lider.
Şu cümlesi ne kadar buruk:
''Beni reisicumhursun diyerek Çankaya'nın kayalıklarına hapsettiniz, siz istediğiniz gibi gezip dolaşıyorsunuz, halime bakın, özgürlüğüm kısıtlı, hadi gidin eğlenin, ben bunun hayaliyle avunurum.''