Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şu bizim halkı uyandırmadadır varsa felâh Hangi bir millete baksan uyanık..çünkü sabah Hele bîçâre şeriatla nasıl oynanıyor, Müslümanlık bu mu yahu ? Diye insan yanıyor Gölgesinden bile korkup bağıran bir ödlek Otuz üç yıl bizi korkuttu Şeriat diyerek Vahdetî muhlisiniz, elde asâ çıktı herif, Bir alay zabit kestirdi , sebep "Şeri' Şerif!" Karı dövmüş, boşamış , "emri ilahi" ne denir, Bunların emin ol ki hepsi cehalettendir. Mehmet Akif Ersoy
Gönül çalabın tahtı Çalap gönüle baktı İki cihan bedbahtı Kim Gönül yıkar ise
Reklam
Atatürk'ün bıraktığı vatan tablosundan madde ve manâda kaybolmuş hangi değer ölçüsü varsa, şu veya bu şekilde ödün verilmiş olanlardır.
"-Bizde sanayi gayet geri kalmıştır. Çünkü mektep yok.. Çünkü makine işletemeyiz. Çünkü bu yolda çalışmayız. Bunlar birer sebeptir. Fakat aynı zamanda birer neticedir. Bunların hepsi bir BÜTÜN'dür. Memleketin dini, ilmi, ticareti, sanayii, ahlâkı, zihniyeti ayrı ayrı düşünülmez. Sanayiden geri kalmışlığın kabahatı zanaat muallimleri, mektepleri, bunların yetersizliğinde görülmemelidir. Umumi yapıda aranmalıdır. Araştırın: Göreceksiniz ki en büyük mes'ul, dindeki hurafeler, müsbet ilim yerine masallar ve israiliyatla dolmuş olmamızdır. Din, hususiyetle İslâm dini, zamanı idrāki tavsiye ediyor, şart koşuyor, tagayyür-i ezmân ile tebeddül- i ahkâm diyor. Anlayamadığınız veya anlaşılmasını muayyen şahısların tasarrufuna bıraktığınız bu vecibeyi öz lisanınıza layık görmüyorsanız ahlāk ve âdetler, dinî terkib sizi ya ileri, ya geri götürür. Aşırı muhafazakâr (tutucu) olmamızda bu lâübaliliğimizin hissesi büyüktür." İzmirli İsmail Hakkı
Peki.. Arap'dan gayrı Müslümanlar, bu müjdeleyici, aydınlatıcı ve gerektiği zaman da korkutucu olan Kur'an'ın bildirmelerini, kendi öz dillerinden gayrı Arapça gibi, tam 19 lehçe (konuşma biçimi )içindeki bir dili yarımyamalak okuma halinde ne anlayacaklardır? Nasıl kavrayacaklardır? Nasıl yüreklerinden duyacaklar, anlamını yaşantılarının ışığı yapabileceklerdir?
İslâmiyete cihan mefkûresi'ni, şan ve şerefi , çağ açan uygarlığı Türkler getirmişlerdir. Asırlar ve devirler boyunca konuşulamayan bu gerçek ; Türk Ocakları'nın kuruluşuyla aydınlandı.
Reklam
Arapça isteyen Urban'a gitsin, Acemce isteyen, İran'a gitsin, Frengîler Firengistan'a gitsin, Ki biz TÜRK'üz, bize TÜRKÇE gerek... Kemalpaşazade Sait Bey
Arapça isteyen Urban'a gitsin, Acemce isteyen, İran'a gitsin, Frengîler Firengistan'a gitsin, Ki biz TÜRK'üz, bize TÜRKÇE gerek... Kemalpaşazade Sait Bey
Çünkü bir peygamber ancak bir dinî, manevî ihtiyaç halinde gönderilir. Bu ihtiyaç da oradaki insanların yüce Tanrı katında onaylanması mümkün olmayan günahlar, hatalar, ayıplara batmış olması, düzelmeleri yolunda yapılan uyarmaların sonuçsuz kalması, insanlık adına yüzkarası örnek halinde devamının yaratacağı boşluk önünde çaresizliğe düşmemek için Tanrı buyruklarını iletmede yeterli kişi PEYGAMBER (YALVAÇ) olarak vazifelendirilir, gelir. Şimdi sorunuza cevap veriyorum: Çünkü hiç bir TÜRK YURDU, hiç bir zaman kesitinde bir PEYGAMBER'e muhtaç olacak kadar ahlak düşüşüne uğramadığı için böyle bir zorunluluk duyulmamıştır.
"Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir." Mustafa Kemal Atatürk
Reklam
"Millî ülküler, millî irade, yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, tüm millet fertlerinin, ülkülerinin toplamıyla yaratılır." Atatürk
"Türklerin göğsü imanlı, şecaatli, ehliyetli mücahidleri, gazileri gibi, İslâm memleketlerinde haysiyetli, ehliyetli fakihler (din bilginleri) olsaydı şu gün Kur'an'ı Kerim hareket rehberi olurdu."
Ya Türk geleneklerinde kadın haklarıyla şeriatın tanıdığı kadın hakkı? Türk obasında kadın erkeğinin önündeydi. Umacı kılığında değildi, Kurultayda bile yeri vardı, nice kadın başbuğlar görmüş yaşamıştık, mirasın yarısını alırdı, iki erkek biri kız obanın üç çocuğu varsa, kızın hakkını korumak için iki erkekten biri atına biner, obadan ayrılırdı, ATSIZ sözcüğü buydu. "- TANRI BABA OCAĞINI SONADEK SÖNDÜRMESİN" dileğinde ocağın şavkını yakan kadın eliydi. "BİR YASTIKTA KOCAMAK" duası da değerdi, çünkü Türk ailesinde ÇOK EVLİLİK yoktu. Cariye, odalık, gözde sahtekârlığı da yoktu.
"- MESELENİN DİN'le hiç bir alakası yoktur. Asıl sorun DİL meselesidir." İbadet Türkçeleşirse, kamet, hutbe, ezan, namaz ve öteki tüm kulluk ödevleri ana dille yapılırsa, Kur'an-ı Kerîm Türkçe okunursa, yobaz, bağnaz, din sömürücüsü, üfürükçüsünden şeyhe kadar RUHBAN SINIFl'nın mütevellileri masum vatandaşı nasıl aldatacaklar, avutacaklardı?
"- Budizm, özellikle Çin Budizm'i, Türkler arasında ilgi görmemişti. Bunun başlıca sebebi Budizm'in kadercilik, pasif görüş, mücadelecilik duygusundan uzak olmasıydı. Türkler hareketli, azimli, zor konuların yanında bir toplumdu. Hıristiyanlığın mezhep ayrılıkları ve taassuplara dayalı baskıları içinde yeni bir inanç felsefesine ihtiyaç duyulduğu yedinci yüzyıl şartlarında çıkmış Müslümanlığı benimsediler ve yeni dine kendilerine özgü aktiviteyi, canlılığı, teşkilatçı ve yaratıcı ruhu getirdiler. Türklerin İslâmiyeti kabullenmelerinden sonra dünyanın TÜRK adını MÜSLÜMANLIK'la beraber anması ve kabullenmesinin sebebi budur ve doğrudur. Arabistan ve İran dahil, daha sonra dünyada İslâmiyeti kabul etmiş ülkeler ve milletler için KILIÇ ZORU iddiası doğru olabilir, ama Türkler için bu iddia yerinde ve doğru değildir. "Çünkü Türkler'in tarihlerinde, kendi rızalarıyla benimsememiş oldukları zora dayalı hadiseye tarih tanıklık etmiyor." Teolog, filozof Felicien Challaye
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.