GRİGORİY PETROV / BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE
ATATÜRK'ÜN OKULLARIN MÜFREDATINA KONULMASINI İSTEDİĞİ KİTAP
Canım Atatürk 'üm boşuna önermemiş bu kitabı . Gerçekten her eğitmen , öğretmen ve öğrencinin , halkın ve halkı idare eden tüm yöneticilerin okuması gereken bir kitap .
Bataklıklar Ülkesi Finlandiya'nın nasıl Beyaz Zambaklar Ülkesine dönüştüğünün gerçek hikâyesi . Halkın gücüyle hemde , her alanda , her anlamda dayanışma ve mücadele ile . Şöyle ki ; insanlar yiyecek ekmek bulamazken o yoklukta bile eğitime önem vermişler . Hiçbir şeyimiz olmasa bile okullarımız var öğretmenlerimiz var demişler . Akılcı düşünce böyle birşey olsa gerek . Halkın dayanışması , birlik beraberlik ve halk gücüyle kalkınmanın en güzel örneği ...
Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap . Okuyun ! Okutun !
Hayatı boyunca kitap okumayı çok sevdi ve yaşadığı müddetçe 4.000’ne yakın kitap okudu Atatürk. Çocukken babasının yokluğunu dolduran ve çektiği yoksulluktan kurtaran şey yine kitaplardı. Durmadan tarih kitapları okur ve olayları anlamlandırmaya çalışırdı. Kız kardeşi Makbule Atadan hatıralarında
Grigory Petrov
Atatürk'ün okulların müfredatına konulmasını istediği eşsiz kitap Beyaz Zambaklar ülkesinde. Öncelikle kitabı çok etkileyici bulduğumu belirtmek isterim.
Bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olarak adlandırılan Finlandiya'nın yeniden doğuş hikayesi. İsveç hakimiyeti altında olan Finlandiya'nın kültürel gelişimi temel eğitim okuma yazma becerileriyle sınırlıydı.1808 yılında Rusya'nın Finlandiya'nın yarısını ele geçirmesiyle Fin halkı kendi kültürünü özgürce geliştirme hakkı buldu.
Bu doğrultuda önderlik etme görevini Johan Wilhelm Snelman üstlendi. Finlandiya'nın gelişmesi için seferberlik ilan edildi.
Eğitimin sadece aydınlar için değil toplumun her kesimi için önemli olduğu vurgulandı. Bu doğrultuda toplumun en alt kesimini eğitimler verildi. Eğitimli, eğitimsiz herkes çok çalıştı, bataklıklar ülkesini verimli topraklara çevirdiler.
Kitap kurgudan çok ders verir nitelikte ve sade anlaşılır bir dil kullanılmış. Benim fikrim mutlaka okunması gereken kitaplardan.
Atatürk'ün okulların müfredatına konulmasını istediği kitap olması bu kitaba beni daha çok yakınlaştırdı. Kitabı çok severek okudum. Altı çizilecek o kadar çok cümle vardı ki...
Önsöz bölümünde (yaklaşık 50 sayfa) yazarın neden Finlandiya'yı konu aldığı ve hayat hikayesi yer alıyor. Finlandiya halkı İsveç hakimiyeti altında.
~Beyaz Zambaklar Ülkesinde~
Çookk beğenerek okuduğum bir kitapla geldim aşkolarrr
Atatürk'ün okulların müfredatına konulmasını istediği bir kitap.
Herkesin okuması gerektiğini, kütüphanesinde bulunması gerektiğini düşündüğüm bir eser
Finlandiya'nın bir bataklık ülkesinden nasıl Beyaz Zambaklar ülkesine dönüştüğü anlatılıyor bu güzel kitapta.
Dönüşümün, değişimin, gelişimin en güzel hali diyebilirim. Anlatımı o kadar güzel ki okurken içinizi kıpır kıpır yapıp, sizi birşeyler için harekete geçmeye , inanırsak, çalışır çabalarsak her şeyi başarabileceğimize inandırıyor.
Tek kelimeyle mükemmeldi
Size çok şey katacağından eminim.
Okuyun , okutun !!
Kitapla kalın bebikolar
Tek kelimeyle mükemmel bir kitap bayıldımm. Bana göre herkesin okuması gereken bir kitap. İlham bulacağınız bir sürü hayat hikayesi var. "Kitabın esas değeri Finlandiya'yı anlatmasından kaynaklanmıyor değeri bu kitap sayesinde Türk milleti olarak nasıl göründüğümüzü ve geleceğimizin nasıl olacağını anlayabilmemizi sağlamasındandır." Ben kitaba hayran kaldım ve bir sürü ders çıkardım. Kitabın ilk bölümleri biraz sıkıcı ama daha sonra kitabın diğer bölümleri çok akıcı ben ilk bu kitabı ilk okuduğumda yarım bırakmıştım ama şu an kitabı bitirdiğimde ilk okuduğumda yarım bıraktığıma pişman oldum. Kitabı okuyunca neden Atatürk'ün okulların müfredatına konulmasını istediği kitap olduğunu anlıyorsunuz. Okuyun okutturun.
Beyaz Zambaklar Ülkesi bir başka deyişle Atatürk'ün okulların müfredatına konulmasını istediği kitap.
Kitabın konusu bataklıklar ülkesi Finlandiyanın nasıl topyekün bir aydınlanma yaşadığını, birkaç karakter üzerinden sade bir şekilde öne sürüyor, fakat bu kitap bir tarih kitabı değil, kitapda geçen karakterler gerçek olsada kitaba aktarılan olaylar yazarın kendi izlenimini yansıtıyor ve hatta çoğu zaman anlatmak istediği konuyu masallar ile basitleştirip daha kolay anlaşılmasına ve okura geçmesine yardımcı oluyor.
Kitap köylülerden din adamlarına kadar bir halkın uyanması için bir ülkenin aydınlanması için herkesin ele ele verip etrafına ve ülkesine nasıl ışık saçıp vie aydınlanma başlatması gerektiğini ele alıyor.
Kitabi okurken insan şuanki Türkiye'nin durumunu düşünmeden edemiyor, nerede yanlış yapıp doğru yoldan saptığımızı çok açık bir şekilde önümüze süren bu kitabı herkesin okumasını ve hatta okutturmasını tavsiye ediyorum.
"Atatürk'ün okulların müfredatına konulmasını istediği kitap"
Kitap kapağında bu ibare var, okuyunca nedeni anlaşılıyor.
Uzun süre İsveç ve ardından Rus hakimiyeti altında yaşayan Fin halkının, "Yaşam Mimarlarının" azim, sabır, disiplinle çalışarak, küllerinden doğmasının, Suomi'yi (Bataklıklar Ülkesi) "Beyaz Zambaklar Ülkesi"ne çevirmesinin hikayesi anlatılıyor. Yazarımız Petrov, bu süreçte Finlandiya'da yaşananları kısmen kendi kurgusunu da katarak - ana hatlarıyla gerçekliğe sadık kalarak - aktarmış.
Sıkılmadan okuduğum, sevdiğim yazarlardan (Sokrates, Erasmus, Jonathan Swift, Daniel Defoe, François Rabelais, Arthur Schopenhauer vs.) bahseden, onların yazdıklarına atıfta bulunan güzel bir kitaptı. Tavsiye ediyorum.
Birçok okur bu kitaba tavsiye üzerine başlıyor, etrafındaki insanların tavsiyesi bir kenara dursun, herhangi bir yerde "Mustafa Kemal Atatürk'ün okulların müfredatına konulmasını istediği kitap" ibaresini gören, bu kitabı kütüphanesinin baş köşesine koymuş bulunuyor.
Peki bu kitap neden başköşemizde yer alıyor? Grigoriy Petrov Finlerin gerek çevresel etkenleri konu alan gerçek bataklık betimlemesini gerekse zihinleri konu alan mecazi bataklık betimlemesini o kadar iyi aktarıyor ki. Petrov bu kitabıyla, terkedilmiş gibi gözüken umutsuz topraklar, savaşların, vazgeçişlerin, kaybolan umutların eseri olan insanların bir düşünceyle nasıl tekrar kendini bulduğunu, sonbahar örtüsünün terk edilip ilkbahara nasıl adım atıldığını, kurumuş yaprakların suya olan inancını, insanların özveri sayesinde nerelere gelebileceğini her okura ilmek ilmek işliyordur eminim.
Aydın insanların umudunu kaybetmeyişleri, disiplinleri ve mücadeleleri, ülkelerini bataklıktan kurtarmak için yaşamın her kesitine, yaşantının her alanına dair planlar yapmaları, her yaş kesiminde kim ne ile mutlu olur, kim ülkesine nasıl faydalı olur, kim geleceğe altın kılavuzlar bırakır mottosu bu kitabın özetine dönüşüyor.
Kitabın sonlarına doğru, şimdiye kadar edindiği tecrübelerden bir vizyona sahip olsa da, "daha küçük bir yaşta okusam hayata bakış açım çok daha farklı olurdu" diyor insan.
Atatürk ile aynı satırları okuyor olmak...
Atatürk'ün okulların müfredatına konulmasını istediği kitap, Grigoriy Petrov'un uzun yıllar yaşadığı Finlandiya'da geçirdiği zamanlardaki izlenimlerinden ve tasvirlerinden oluşuyor. Derin ve temiz bir inancı yansıtan büyük bir ruhu barındırıyor. Bu kitabı bir papaz yazmış, hem de
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
"Atatürk'ün okulların müfredatına konulmasını istediği kitap" denilince merak edip okudum. Evet gerçekten mufredata konulması gereken bir kitap. Kitap küllerinden hatta bataklıklardan doğan ülkeyi, Finlandiya'yı anlatıyor. Günümüzde bu ülkenin gelişmişlik seviyesine nasıl ulaştığının başlangıç noktası anlatılıyor. Benim için en güzel yanı ülkenin her kesiminin zengin, fakir, genç, yaşlı fark etmeksizin bu kalkınmaya katkıda bulunması oldu. Hem toplumsal hem de bireysel olarak ülkeyi nasıl bir üst seviyeye çıkarabiliriz diye soruyorsunız kendinize, cevabını bu kitapta bulabilirsiniz.
Bir şeyleri değiştirmek, yeni bakış açısı kazanmak için herkesin okumasını tavsiye ettiğim bir kitap. Umutsuz bir ülkenin yeniden nasıl iyileştirilebileceğini bölümlere ayırarak akıcı bir şekilde anlatıyor. Her bölümünde toplumu oluşturan bir kesimin neden kötü durumda olduğunu neyi değiştirmesi gerektiğini ve Finlandiya halkının bu durumla nasıl başa çıktığını anlatıyor. Günümüzden yıllar önce yazılmış olsa da okuduğunuzda günümüzle ilgili pek çok şeye rastlıyor, neler yapabileceğinizi anlıyorsunuz.