Serinin ikinci kitabında artık ilan edilen bir Cumhuriyet rejimi var. Yıllarca savaşın içinde harap ve bitap düşmüş olan bir milletin yeniden doğuşunun hikayesi var. Ulu Önder'in çizdiği yolda memleketin her yönden kalınması için neler yapıldığı, kadınların yeni Cumhuriyet ile birlikte haklarını kazanıp müreffeh bir hayata geçiş aşamaları, Hatay meselesi, içeride yaşanan Şeyh Sait isyanı, Kubilay olayı ve Tunceli'de yaşananlara ilişkin gerçeklerin belgeleri ile anlatımları, kısaca Cumhuriyetin ilanından itibaren Ulu Önder'in vefatına geçen 15 yıllık sürede ülkenin nereden nereye kadar geliştiği, belki de yaşanan bir takım olaylar olmasaydı Cumhuriyet'in ne kadar büyük ve gelişmiş olabileceği, Ulu Önder'in vefatı ile birlikte çizdiği yolun çabucak terk edilmesi nedeniyle yaşananlara ilişkin kısa bir özeti de okuyacağınız bu kitabı her Türk gencinin mutlak suretle okuyup doğruları görmesi, Atatürk'ün emaneti olan bu Cumhuriyet'e yaraşan bir Türk genci olarak hareket etme bilincinin yeniden dimağlarımıza kazınmasını sağlamalıyız. Biten bir şey yok. Vazgeçmek yok. Tarihimizi doğru bilerek yeniden müreffeh günlere ulaşabiliriz. Bu yüzden çok çalışmalıyız ve Ata'mızın "Türk, öğün, çalış ve güven" sözünü aklımızdan çıkarmamalıyız.
Son olarak bir kez daha en yüksek ve kuvvetli bir sesle haykırarak söylemeyim ki "Ne Mutlu Türküm Diyene!"
Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.yılı muzaffer olsun