beni tanıdığın kadarıyla seviyorsun bir bilsen bilmediklerinin yanında bildiklerin ne kadar az yer tutuyor
Ölümü bilerek yaşamak istiyorum Olric. Yaşamanın anlamını bilmek için, ölümün anlamının karanlıkta kalmasını istemiyorum. Bütün ayrıntıları henüz bilmiyorum. Onu tanıyanları sorguya çekmeliyim. Onların göz- lerinin içine dudaklarının kıvrımlarına kadar bakarak Selim'in bıraktığı izleri öğrenmeliyim. Tabiat, sırlarını bakmasını bilene açıklarmış. Yorulmadan, bıkmadan, görünüşe kapılmadan bakmalıyım ben de.
Reklam
Okuduğunu da söylerdi: kitabı ıslatmadan. Yalnız elleri ve başı suyun dışında. Gözlerini kapadı, suyu açtı. Su sesi, hayalleri kuvvetlendirdi. Sudan çıkan buharlar Selim'in okuduğu kitabı gölgeliyor, yüzünden aşağı terler iniyor. Okuyor mu, düşünüyor mu belli değil. Bu düşünceler ağırlaştırdı vücudunu, ölünce. Onlarla birlikte gömüldü sonra. Bazıları, banyonun duvarlarına, fayansların arasına sinmiştir belki. Ama söylemezler. Yıllarca emerler düşünceleri: belli etmezler. Kaydedilen düşünceler gibi değildir. elle tutulamaz onların arasına sıkışan düşünceler. Fakat, daha gerçektir: hiç bozulmadan oldukları gibi kalırlar. Düşüncenin kendisidir; kâğıt üstündeki çarpık gölgesi değil. Bazen yansırlar gizlendikleri yerden; insan onları aklının kulağı ile duyar gibi olur, aklının gözü ile görür gibi olur. Çok kısa bir süre... anlatılır gibi değil, duyulur gibi...
“Ben yalnız kalmalıyım.Başka çarem yok..”
Bütün umut Allah'tan; hep bildiğiniz gibi.
Sayfa 117
Ancak kendi dünyasını kuramayanlar, başkalarının evine koşarlardı.
Sayfa 232Kitabı okudu
Reklam
Hayatım, ciddiye alınmasını istediğim bir oyundu.
"Yıllardır taşıyorum içimdeki çocuğu; yaşamadığı için büyümedi hiç..”
Mısra 10: Tutunamayanların… Garip Yaratıklar Ansiklopedisinden…
Reklam
“Eleştiriye açığım,fakat fikirleriniz umrumda değil..”
“Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor.”
Bütün hayatımı kelimeler uğruna harcadım, içi boş kelimeler uğruna
Turgut henüz düşünemiyordu; yalnız bir huzursuzluk, huzursuzluk bile değil, insanı bazı şeyleri yapmaya ve bazılarını yapmamaya, farkettirmeden iten ve davranışlarında, eski alışkanlıklarına yabancı gelen küçük değişiklikler. Eve dönerken acele etmek için bir ihtiyaç duymuyordu içinde, örnek olarak. Bu ihtiyaç eksikliğini de düşünmüyordu aslında; sadece, eve dönerken acele etmiyordu. Bazı eski alışkanlıkları, unuttuğu hareketler, yokluyordu onu. Kitapçı vitrinlerinin önünde biraz fazla kalıyordu, duraklara en kısa yoldan çıkmıyordu.
Bir kaç satır okuduktan sonra göğsünden ağzına doğru bir sıkıntının yükseldiğini hissetti; gözlerini karısına doğru çevirmekte kısa süren bir gecikme oldu. Sonra, kendi derdine düştü ve içinin sıkıldığını karısına anlatmayı unuttu. Belki de Selim için üzüldüğünü, karısını bu düşüncelerle yormak istemediğini, zamanla bu yaranın kapanacağını, erkeklerin bazı yalnız sıkıntıları, evin düzenine dokunmadan zararsızca geçiştirdikleri belirsiz huzursuzlukları olduğunu açı kladı kendine. Belki de bir şey demedi. Belki, kendine bile, bir açıklama yapması gereksizdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.