İşte eski Yunanlılar zamanında Allah tanımazlığı (ateizm) felsefi bir ekol haline getirmek için olanca gücünü ortaya koyan feylesof Demokritos olmuştur. Onun düşünce biçimi şöyle özetlenebilir:
"Madde varoluşunun bir başlangıcı yoktur (kadimdir). O bölünmez birtakım parçacıklardan meydana gelmiştir. Bu parçacıklar ya da atomlar sonsuz bir boşlukta durmadan dönmektedirler. Bu parçacıklar bir araya gelince cisimler meydana gelir, birbirlerinden ayrılınca da cisimler yokolur. Bu durum başlangıcı belirsiz bir zamandan beri böyle devam edegeldiği gibi hiç bir amaç ve hiç bir hedef sözkonusu olmaksızın, sonsuza kadar, hep böyle devam edip gidecektir. Bu otomatik (kendiliğinden işleyen) bir süreçtir."
Bu düşünce, eski olmakla birlikte, modern çağlarda Allah tanımazlığı benimseyen her ilim ve felsefe adamı tarafından da kullanılan ifade tarzı farklı olsa bile, aynen paylaşılan bir düşünce tarzıdır. Bu zihniyet, klasik materyalistlerin (maddecilerin) düşünce şekli olduğu gibi modern materyalistlerin de düşünce biçimidir. Bu arada atomun parçalanması olayı, bu düşünce tarzının özünde, kullanılan ifade biçimi dışında, hiç bir değişiklik meydana getirmiş değildir.
Eski felsefeciler bu doktrini, tıpkı modern düşünürler gibi hiç bir zorluk çekmeden güçlü bir şekilde reddetmişlerdir. Onlar doktrinin çürüklüğünü o kadar ince ve köklü delillerle ispat ederek reddettiler ki bu delilleri iyice inceleyenler, onlara daha fazla bir şey katmayı başaramazlar.