bazen bir ateş düşüyor insanın tâ içine ve bunu izâh etmek hakikaten zor...
'bazen bir ateş düşüyor insanın tâ içine ve bunu izâh etmek hakikaten zor.'
Reklam
‘Otuz Beş Yaş’ a varınca
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Güzel Sensin bazen aklıma geliyorsun, kimseyi inandıramıyorum. ateşi karıştırıp ısınmaya çalışırken arkamdaki duvara gölgen düşüyor, görmesem de biliyorum. parmağımla boşluğa saçlarını çiziyorum tel tel, saçların uzuyor ve bu görünmez resim hiç bitmiyor. delirmişim gibi bakıyor yanımdan geçenler, kendimi
Aşkla Sana - Arkadaş Zekai Özger
alnını dağ ateşiyle ısıtan yüzünü kanla yıkayan dostum senin uyurken dudağında gülümseyen bordo gül benim kalbimi harmanlayan isyan olsun şimdi dingin gövdende
Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar. N'eylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak. Taht misali o musalla taşında. Cahit Sıtkı Tarancı
Reklam
1.000 öğeden 671 ile 680 arasındakiler gösteriliyor.