“Yarala yüreklerini, güzelim,”....... “Dağla ciğerlerini; acımak nedir bilme!” Vur çekici, habire, Koca Clem... Vur durmadan demire, Koca Clem... Döv demiri yürekle, Koca Clem... Yak ateşi körükle, Koca Clem...
Reklam
Hatırlıyorum, uyuyamadığım bir geceydi Duydum, pervane muma şöyle demekteydi: Seni seviyorum! Öleceğimi de biliyorum bu sevgiden, Peki, acaba sen niye inliyor da, yanıp eriyorsun neden? Zavallı aşık, diyerek cevap verdi mum birden, Can dostum balımı çekip ayırdılar ya benden... Aşk ateşi yakarsa birazcık kanadın, Durma, yak o ateşte bütün varlığın! Derken gece bitirmeden daha saatlerini, Bir han'fendi aniden muma üfleyiverdi.
Sayfa 217Kitabı okudu
Ne tuhaf kimya!
Yeter ki yan! Dumanın bulut oluverir. Yeter ki yak. Denizler kazan. Nerede ateş orada su. Ne tuhaf kimya! Suyun terkibinde ateş, ateşin terkibinde su. Bir ayna getirin ateşe, suyu görmek istiyor; bir ayna getirin suya, ateşi görmek... Ellerini alınlarına dayayıp uzakları gözlüyorlar. Hem bihaberler, hem birbirinde haberdar. Bu nasıl sır, adım atanın semaya yükseliyor dumanı. Bu nasıl gömlek, kim giyse deli oluyor. "Sadece susayanlar suyu aramaz / Su da susuzları arar durur." diyor görklü Mevlâna. İyi de gözlerimiz seçemiyor dumandan. Hangisi ateş bunların hangisi su!
Suyu dinle ateşi yak özledim demek bu.
Sayfa 13 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri dönecek gücü bulacaksın!
Sen yeterki ateşi yak Yangın her yeri saracaktır
Kendinin farkına var yak o ateşi
Akıl, doldurulacak bir gemi değil, yakılacak bir ateştir.
Suyu dinle ateşi yak özledim demek bu
Sayfa 13 - Everest YayınlarıKitabı okudu
845 öğeden 561 ile 570 arasındakiler gösteriliyor.