Selam söyle evimize ey yabancı. Kahvemizin fincanları hâlâ aynı. Duyuyor musun fincanların üzerindeki parmaklarımızın kokusunu? Saçları örgülü kaşları kalın kızına söyledin mi fincanların burada olmayan bir sahibi olduğunu ve onları ziyaret etmeyi ne çok umuduğunu Bir şey için değil... Onların aynalarına girip keşfetmek için sırrını: Nasıl yaşıyorlardı sahibinin hayatını onun yerine? Onlara selam söyle zaman el verirse.../
Sayfa 146Kitabı okudu
Düşlemem için bir şeye ne hacet: Ziyaret edebileceğim bir miktar gök görmeme yetecek zamanı hafif ve candan güvercin kuleleri etrafında
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
İkiye ayrıldığımı görüyorum, kendimi: Ben ve adım...
Sayfa 141Kitabı okudu
Ne istiyorsunuz Hâkim Bey fanilerin arasından geçen bir faniden? Celladın kurbanlarından madalyalarını methetmesini talep ettiği bir memlekette! Şimdi haykırma zamanım geldi Sesimden kelimenin maskesini düşürme zamanı: Burası bir hücredir, mahkeme değil Ve ben hem tanığım hem hâkim. Siz ise sanıklar heyeti Öyleyse terk edin kürsüyü gidin:Özgürsünüz özgürsünüz Ey mahkûm olan hâkim Pilotlarınız döndüler sağ salim Ve ilk dilimde kırıldı gök -Bu benim şahsi meselem- Geri dönsün diye ölülerimiz bize sağ salim!
Sayfa 137Kitabı okudu
Hayatımı yaşıyorlar hoşlarına gittiği gibi benim yerime Adımın üzerinde yürüyorlar suspus Ve ben Hâkim Bey -burada Geçmişin salonunda mahpus Savaş bitti. Subaylarınız döndüler sağ salim Üzüm asmaları yayıldı dilimde, Hâkim Bey -Bu benim şahsi meselem- Hücre bana dar gelirse yerin ucu bucağı yok bana Fakat tebaanız öfkeyle yokluyor sözlerimi...
Sayfa 136Kitabı okudu
"Kayda geçir! Ben bir Arabım Kimlik numaram elli bin Çocuklarım sekiz Dokuzuncusu yolda bu yaz sonunda Kızıyor musun?"
Reklam
Şiir önümde duruyor, çekip çevirebilir efsaneleri el emeğiyle, fakat bulduğumdan bu yana şiiri sürgüne gönderip kendimi sordum: Ben kimim? Ben kimim?
Sayfa 101Kitabı okudu
Henüz aşktan ölmedim Fakat bir anne oğlunun karanfile dikilen bakışlarını görür vazonun yaralanmasından endişe duyan Sonra ağlar defetmek için bir kazayı Daha vuku bulmadan Sonra ağlar geri getirmek için beni tuzakların yolundan sağ salim, yaşayayım diye burada
Sayfa 101Kitabı okudu
Başka bir şimdim olsaydı sahip olabilirdim dünümün anahtarlarına Ve dünüm olsaydı benimle sahip olabilirdim tüm yarınıma...
Ve sürgün iki dil öğretti bize: Anamızdan öğrendiğimiz dil... Anlasın diye onu güvercinler, saklasınlar diye hatırayı. Ve okulda öğrendiğimiz dil... Açıklayabilmek için gölgelere gölgelerini!
Reklam
Hızlıca geçti tren Yanımdan geçti ama ben Hâlâ bekliyordum
Uzaklaşıp yaklaşıyordu Müphem şeylere duyulan özlem
Tek bir düşümüz var: Bizi taşıyacak bir düş bulmak nasıl taşıyorsa yıldız ölülerimizi!
Ey düşüm... Bakışlarını dikme bize öyle! Sonuncusu olma şehitlerin!
Ve Kur'an aydınlatıyor seni "Allah toprağı eşeleyen bir karga gönderdi ona Göstermek için nasıl gömeceğini kardeşinin çıplak bedenini. "Yazıklar olsun bana!" diye haykırdı "Bu karga kadar olmayı da mı beceremedim?" ve Kur'an aydınlatıyor seni O halde uç ey karga ve ara kıyametini!
Resim