EDİRNE MEBUSU ŞEREF BEY’E Şeref Bey, Şimdiye kadar Millet Meclisinde sesinizin çıktığını hiç işitmemiştik. Halbuki 21-kânunusani-1934 tarihli Hâkimiyeti Milliye de, bana dair yazdığınız yazıda eski bir müverrih gibi konuşuyorsunuz. Tarihten salâhiyetle dem vurmanın moda olduğu şu zamanda, sizin de hiç bir ilmî salâhiyetiniz olmadan bu mevzua
Atilla İlhan "Hangi Çağdaşlık" isimli bir kitap yazmalıydın
Cumhuriyet dönemi aydınları istedikleri kadar modernist bir dil kullansınlar, hezeyanları, kuruntuları ve monolitik düşünceleri veri iken, toplumun kendisi hakkında düşünme yeteneğini boğdular. Kendi ayrıcalıklı konumlarını muhafaza edebilmek için her türlü "farklı" düşünceyi tehlikeli saydılar. Aydınların yönetici sınıf konumunda
Reklam
İnternette şöyle bir "Ragıp Karcı kimdir?" diye ararsanız karşınıza çok farklı şeyler çıkar. Bu kadar özelliğin ve güzelliğin bir kişide nasıl toplandığına inanamazsınız, şöyle ki; -Şair, yazar, belgesel, film yönetmeni. -Saz çalma yarışmasında Arif Sağ, Çinuçen Tanrıkorur, Orhan Gencebay ile beraber ilk dördün içinde yer almıştır. -Atilla İlhan'la cezaevinde yattı. -Orhan Kemal'in bazı kitaplarını Lâtın harflerine çevirdi. -Saz yapım ustası, -Osmanlıca hocası. -Farsçayı şiir yazacak kadar bilir. -Adı Siverek'te bir okula verildi. -Davut Sulari, İsmail Daimi, Terzi Fehmi gibi ustalardan saz ve türkü öğrenmiş. Daha birçok şey okumak mümkün Ragıp Karcı Ağabey hakkında. TRT'de kameramanlık yaparken bir cem törenini çekmeye gitmiş. Cem'i yöneten dedenin yanlış yaptığını görünce ikaz etmiş. Az sonra bir daha ikaz etme gereği duyunca "o zaman bu kadar çok biliyorsan sen yönet" demişler ve yönetmiş Ragıp Abi. Adı da Yezit Dede'ye çıkmış sınra.
Çok güzel.
Nazım Hikmet'i Mayakovski'nin bir izleyicisi olarak (üstü kapalı biçimde) sergileyen Atilla İlhan'dır. Hemen belirtmeliyim ki kendisi iyi şiirleri de olan bir şairimizdir ve şiirimizde bir yeri elbette vardır. Duvar adlı kitabının arkasında Nazım Hikmet'in bu kitap hakkında övgülü sözleri yer alıyor. Yani bir yandan Nazım'ı açık düşürmeye çalış, bir yandan da onun gölgesine sığın. Olur mu, oluyor! Atilla İlhan'ı bir örnek olsun diye verdim. Yeni bir örnek de onun için. Yoksa ortalık, "Ben Nazım'dan büyüğüm" diyenlerden geçilmiyor.
Sayfa 19
Unutmayın Bunları...
İlhan Cihaner, şehirdeki “irticai” yapılanmalar hakkında polisin elinde ne bilgi olduğunu ve bugüne kadar bu konuda neler yapıldığını sordu. İlhan Cihaner’in o gün bilmediğiyse “irticai” yapılanmalar için bilgi almak, fikirlerine başvurmak için yanına çağırdığı polis müdürlerinin ”cemaatçi" olduğuydu. (...) İstişareler ve toplantılardan sonra cemaat İlhan Cihaner’i Ergenekon çuvalına koymaya karar vermişti. Planlamalar, Ankara İstihbarat Şube Müdürü Zeki Güven ve İstihbarat Daire Başkanlığının desteğiyle yapıldı. 16 Şubat 2010’da İlhan Cihaner makam odasında yaka paça gözaltına alındı, tutuklandı. 4,5 ay cezaevinde kalan İlhan Cihaner, Haziran 2010’da tahliye oldu.
Sayfa 111 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 3.BaskıKitabı okudu
Kültürdeki eskilik ve yenilik hiç bir zaman teknolojideki veya McIver'in tabiriyle medeniyetteki, eskilik-yenilik manâsına gelmez...medenî veya teknolojik eserlerde yenilik her zaman mükemmellik manâsına gelir. Yeni bir tekniğin insana yaptığı hizmet eski bir tekniğin yaptığından daima daha fazla ve daha üstündür. Bu üstünlük medeni eserlerin birer vasıta olmasından ileri gelir. Bu vasıtanın bizim gayemize ne derecede hizmet ettiğini anlayabilmek için objektif ölçüler bulabiliriz bu yüzden daha iyi olan vasıtayı daha az iyi olana tercih ederiz ve yenisi varken eskisini kullanmayız.. Kültür sahasında eski ve yeni tabirlerinin objektif manâsı yoktur bu tabirler sadece iki şey arasındaki zaman farkını gösterir. Kültür kıymetleri kendi başına gaye olan şeyler oldukları için bunlar hakkında vakıa hükmü değil, kıymet hükmü verilebilir. Nitekim kültüre ait eserlerin tarih içindeki gelişmesinde tek istikametli ve ileriye doğru bir gidiş görülmez. Âşık İzzet'in Karacaoğlan'dan ve Atilla ilhan'ın Nedim'den daha iyi şair olduklarını söyleyemeyiz, halbuki bunlar arasında geçen zamanda teknolojik veya medenî gelişmeler daima eskisinden daha mükemmel olmuştur. Bugünkü Yunanistan'ın medenî seviyesi Eski Yunan'dan iki bin yıl daha ileridedir ama bugünkü Yunanistan'da Fidyas ayarında bir heykeltıraş veya Eflâtun çapında bir filozof yoktur.. Asıl mesele kültürde yeni olanın mutlaka eskisinden mükemmel olmayacağını görebilmektir.
Reklam
Atilla İlhan
Sorarsanız,gazete satılmıyor, kitap satılmıyor ,okunmuyor derler.Gazete mi yaptın,kitap mı yazdın diye sorarım bende o zaman?Halkın istediği gazeteyi çıkardın mı,halkın istediği dergiyi yaptın mı sen? Yapmadın.O zaman şikayete hakkında yok.
Resim