bittiği dediğinde hep yeniden başlar 》Atlıkarınca
Atlıkarınca bu dünyada icat edilmiş bir şey değil. Mistik bir şey. İnsanlar bir gün hazır buldular. Kimin yaptığını kimseler bilmiyor. İnsanlar bir gün koca bir meydanda atlıkarıncayı buldular ve çocukların dışında kimse binmeye cesaret edemedi.
Reklam
hani bir gülümsemen vardır sanki İstanbul gözlerin gözlerimi bulur bulmaz içimde bütün şehir atlıkarınca gibi döner ha döner ışık renk ve pul
Bu neyin tanımı ? Vazgeçiş ? Kabulleniş ?
Çok renkli, ışıltılı, çok albenili, şenlikli bir atlıkarıncaya binmişsin ama olduğun yerde, aynı dar çemberin içinde durmaksızın dönüyorsun. Bütün oyalanmaların sonunda olup biteni anlaman geciktiği için dönüş yolunu bulabilme ihtimalin de iyice zayıflıyor. En sarsıcı olanıysa kabulleniş, o yolda daha evvel hiç yürümemiştin, gölgen peşinden gelmiyor. Güvenlik duvarların yıkıldı. Işıklar söndü, ortalık karardı, atlıkarınca durdu, müzik kesildi, rengarenk atların boyası döküldü, gürültülü makinelerden saçılan yağ, pas ve is kokusu arasında kalakaldın, nerede olduğunu bile bilmiyorsun..
Atlıkarınca
"..Bir gülünce tanıyordum sen değildin ne yapsam elimden gelmiyordu Tanıyordum elimden gelmiyordu Yoksa ne güzel aldanacaktım Yabancılığın daha alımlıydı belki..."
Sayfa 30 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Atlıkarınca Tel cambazı istiyordu ki dünya istediği gibi olsun. Bile bile aldanmaya vardırıyordu işi. Ama olmuyordu kendisi vardı. Önceleri terliydi avuçlarımdan kayıyordu sonra sonra hem alıştım hem sevdim dedim ki ne iyi bu kadındır gecenin yarısında etleri var beyaz, gergin sıcaklığı var öp öp ısın karanlık sokakları kötü lokantaları ısınmış
Reklam
1,000 öğeden 831 ile 840 arasındakiler gösteriliyor.