Aslında bir ilkokul öğretmeni olan bu yedek subayla iki defa konuşmuştum. Atsız Mecmua ve Orhun dergileri dolayısıyla beni tanıyordu. İkinci konuşmamız Beyazıt caminin yanındaki meşhur Küllük akademisinde olmuş ve yanımızda öğretmenin nişanlısı da bulunmuştu bundan sonrasını şöyle anlattı: Edirne’de evlenmişler... Fakat kadın soysuz çıkmış ve kocasına ihanet ederken suçüstü yakalanmış... Anlaşılan, kadın soysuz olduğu kadar da şirretin birisi imiş... Kocasını hemen polise haber vermiş;
“Atatürk öldüğü zaman hükümet darbesi yapılacaktı!” demiş... “Kiminle?” diye sormuşlar. “Atsızla” cevabını vermiş...
İşte Atsız oldu mu derinleştirmeğe lüzum yoktu tabiî. Yapar mı yapar... Derhal öğretmeni tevkif ederler.
Zavallı dert anlatmağa çalışır:
Yahu! Bu kadının sözüne inanılır mı? İnsan durur durur da bu ihbarı tam
suçüstü yakalandığı zaman mı yapar? Atatürk öldüğü zaman yapılacak
hükümet darbesi iki yıl sonra mı yapılır? Hükümet devirmek için bir Atsızla bir ben yeter miyiz?”