Bunlar, Kostantiniyye’de (İstanbul) bulunan imparator İkinci Teodos’un Hun hâkanı Attilâ’ya gönderdiği elçi hey’etiydi. Attilâ’nın karargâhına gitmek için İstanbul’dan yola çıkmışlardı.
Reklam
«Attilâ» kimdir? Bunu kimse iyi bilmiyor. Bizzat kendi bile kendisini meçhuller içinde hissetmiştir.
Attila
Aslanlar dostlarıdır, kaplanlar arkadaşı; Atlar, ona aşıktır. Karabulut tahtıdır, yıldırımlar kırbacı; O, Hunların baştacı. Cermen, Roma.. her millet, Ona esir doğmuştur. Karabulut tahtıdır, yıldırımlar kırbacı; O, Hunların baştacı.
bana kolunun kuvvetiyle değil kalbinle hücum edersen korkarım
Attila
Şüphesiz o bir devdir, fakat aramızda oldukça insanlığı kabul etmiştir.
Reklam
"Roma, Cermen.. her millet Ona esir doğmuştur. Karabulut tahtıdır, yıldırımlar kırbacı, O, Hunlar'ın baştacı!"
Hak tanımayanlara karşı hakperest olmanın lüzumununa kail değilim.
Konstantiniyye sokaklarında, onu hakikattan bu derece uzak bir hayal kurmaya sevk eden hangi melun ve sehhar Bizanslı kadının elmas kırıntılarıyla parlayan gözleriydi?!..
Reklam
Medeniyet zevâidi (fazlalıkları) çoğaltmak illetidir.
Yaşamaları mukadder olanlara hiç bir ok tesadüf etmez, ölüme mahkûm olanlarsa istirahat ederken bile ölürler.
Ben bir insanım, güneşin bir pırıltısına bile sabit olarak bakamayan zayıf gözlerim, en büyük yaratığın şaşaası karşısında nasıl kamaşmaz?
Yaşamaları mukadder olanlara hiçbir ok tesadüf etmez, ölüme mahkum olanlarsa istirahat ederken bile ölürler.
Sayfa 179 - Atillâ
Kalbin intikamdan doyması tabiatın büyük ihsanıdır.
Sayfa 178 - Atillâ
843 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.