Bunlar, Kostantiniyye’de (İstanbul) bulunan imparator İkinci Teodos’un Hun hâkanı Attilâ’ya gönderdiği elçi hey’etiydi. Attilâ’nın karargâhına gitmek için İstanbul’dan yola çıkmışlardı.
Aslanlar dostlarıdır, kaplanlar arkadaşı;
Atlar, ona aşıktır.
Karabulut tahtıdır, yıldırımlar kırbacı;
O, Hunların baştacı.
Cermen, Roma.. her millet,
Ona esir doğmuştur.
Karabulut tahtıdır, yıldırımlar kırbacı;
O, Hunların baştacı.
Konstantiniyye sokaklarında, onu hakikattan bu derece uzak bir hayal kurmaya sevk eden hangi melun ve sehhar Bizanslı kadının elmas kırıntılarıyla parlayan gözleriydi?!..