Dünyanın her tarafında kraliçe denilen mahlûk, ancak kralın dişisi olmak itibariyle bir mevki sahibiydi ve devlet işlerinde hiçbir reyi olmamalıydı. Nerede kadınlar yüksek işlere karıştırılmışsa orada millî felâketler başgöstermişti. Hem zavallı Kerka da millî meselelerde rey sahibi değildi. Çünkü herhangi bir fikrini söylemek bile Attila'nın zekâsına tecavüz demek olurdu..