Akış
Ara
Keşfet
Hikayeler
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.40.40
Elida
Elida
@autemdi
İstanbul
2001
923 okur puanı
Nisan 2022 tarihinde katıldı
Hem kendine hem de tüm insanlığa seslendiği bu kitap Stoacı felsefeni temel alıyor. İnsan yaşamı, ölüm, doğa, tanrı, ahlak, akıl, ideal yönetim gibi kavramlar yer alıyor. Sık sık bu konular, kavramlar üzerinde kendi düşüncelerini dile getiriyor. İnsan yaşamının geçiciliği üzerine söylemlerde bulunmakta. İnsanı üzenin olaylar değil, olaylara duygusal olarak yaklaşması olduğunu ileri sürüyor. Yani “zarar gördüm”ü “yara almadım, bu olay aksine bana insan hakkında bir şeyi daha öğretti” olarak.. okuması hoş düşünceleri kendine çeken bir kitaptı.
Başarısının keyfini çıkarmak yerine sessiz bir umursamazlığa bürünen Eden, insanların kendisine verdiği değerin kendisi ya da yaptığı işten değil, kazandığı şöhretten kaynaklandığını düşünmektedir. Arzulanan, peşinde koşturulan, uğruna birçok şey feda edilen ve varıldığında mutlak mutluluğa erişileceği düşünülen hedeflerin elde edilmesiyle beraber gelen boşluk, hissizlik, amaçsızlık ve anlamsızlık duygusu olarak çöküşe geçiyor. Ve sonunda kendini denize bırakıp orada da çırpınmaya devam edip pes edene, dibe batana kadar bocalanıyor. Hayatı sona erene kadar.
Acı ama gerçek bir kitap. Çoğu sayfayı gözlerim dolarak, küfür ederek ve çoğu sayfayı okumaya cesaret edemediğim dakikalarca okuduğum kelimeler oldu. Psikoloji bozan bir kitap olduğu söylenmişti fakat biz okurken bozulan psikolojimizi çocuklar birebir yaşıyor.. hepsi yaşanmış olaylar hepsi ifadeli ve acıtan hikayeler... hiçbir taciz tecavüze susmamız gerektiğini en çok bağıra bağıra söyleyen bir kitap. Günümüzde hâlâ kadınlara hatta artık her şeye taciz tecavüz edilirken susmamız gerek hiçbirine.. önüne geçilemeyen ve her gün çoğalan sapkınlıklar..
Okur Takip Önerileri
Kitap, Oblomov’un sıradan ve durgun hayatını anlatan uzun bir girişle başlar. Hatta yaklaşık 150 sayfa boyunca yataktan çıkmas bile. Zamanının çoğunu düşünerek ve hayal kurarak geçirir. Tek başına ya da eve gelen misafirlerle birlikteyken düşünceden düşünceye atlaması ile birlikte bilinç hiç susmaz. insan doğasının tembellik, tereddüt ve hareketsizlik gibi zayıf yönlerini ele alırken aynı zamanda kişisel dönüşüm ve değişim olasılığını da tartışır. Oblomov, bu tabakanın temsilcisi olarak düşünülebilir ve onun üzerinden toplumun genel sorunlarına dikkat çekilir. okuyucuya toplumun tepesine yerleşmiş bir tembelliğin ve pasifliğin sembolü olarak sunulur.
Bir hastalığın, toplumun köklerinde beliren anlatımı gibi. İnsanın karanlık, zayıf, ham ve hantal halleri sorgusuz, çok da süslemeden, biçem budalalılığına düşmeden yansır onun anlatısında bu bağlamda tam da bu hastalık belirtilerini ve bireyin çürümüşlüğünü anlatan metinler olarak görülebilir. Arayanın hayal gücü serbest kalır ve çok geçmeden kişi potansiyelini keşfeder. Alzheimer hastalığı toplumda korkulan hastalıklardan bir tanesidir. Kitap karakteri bu hastalığını cinayetleri için avantaja çevirme isteği kitabı şaşkınlıkla okumama ve sürüklemesine sebep olmuştu açıkcası.
Farklı coğrafyalardan, her yaştan, her sınıftan kadınlar. Kimi büyük kimi küçük eylemlerle, kimi konuşarak kimi yalnızca susarak, tarihin akışını değiştirmiş kadınlar. Engizisyona, senatoya, kiliseye, sömürgecilere, faşizme direnen kadınlar… Dans eden, seven, sevişen, ağlayan ve gülen kadınlar. Kesit kesit anlatarak kısa ve öz bir kitap olmuş. Yer yer öfkelendiren yer yer umut veren bir yapıt. Galeano ölümünden sonra da kadınlar için dünyanın vicdanı olmaya devam ediyor bence bu yapıtıyla.
