Halil Cibranı okumak bilenler bilir, ruhu dinlendirmek gibi bir etki yaratır. İnsana huzur ve ferahlık verir. Ne zaman kendimi biraz hayattan bunalmış hiss etsem storytelden açıb 15 dakika Cibran dinlemek kendimi çok daha iyi hiss etmeme neden oluyor. Cibrana olan hayranlığımın nedeni de iyimserliğinin dozunu çok iyi ayarlamış olmasındadır.
O
Sanatçının Saplantılı Bir Adam Olarak Portresi: Japon Balığı Kargaşası
ㅤ
“Hepimizin işleri ters gidiyor ve üzgünüz. Bazı şeylere sahibiz ama hep bir şeyler eksik... Bir de herkes yalnız.”
Bu incelemenin ilk bölümünde Japon edebiyatına dair düşüncelerime ve okuma önerilerine, ikinci bölümde eserin yazarına dair bilgilere ve üçüncü bölümdeyse esere dair yorumlarıma yer verdim. Şimdiden okuyacaklara keyifli okumalar
Diretiyorum yaşamaya seni.
Bir uzaksın ki uzansam parmaklarımın ucunda.
Ne zaman gidesim gelse ceplerimden damlıyor sesin.
Uzaklaşıyorum sandığım ayaklarım birbirine dolanıyor.
Anlayamıyorum, düşe kalka estiğimiz bu avangard kaldırımlar şimdi neden öteki?
1949 yılında Nobel Ödülü'nü göğüsleyen Faulkner’a sorarlar:
“Hayallerinizi niçin bu kadar karışık anlatıyorsunuz?"
“Cahilliğim yüzünden” diye cevap verir Faulkner. “Eğitim görmedim ki! Okulla başım hoş değildi, okula gitmedim. Zanaatimi kendi başıma öğrendim. Galiba o yüzden bir miktar saçmalıktan kendimi kurtaramadım.”
Evet saçmalık
İkinci dünya harbi öncesi kaleme alınmış ama son on yıl içinde yeni baskılar yaparak, yeni nesilde kendinde patlama tarzında yankı bulmuş, bu şekilde göklere çıkarılan ve yediden yetmiş yediye herkesin elinde, dilinde, instagram profilinde tüketilmiş eser.
Böyle patlamalar yaşayan eserlere ve yazarlara ısrarla mesafeli duran ve bir türlü