Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
59 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İlhami Algör, alelacayip aşkların ve oyunbazlığın, hüzünlü dolambaçların yazarı. Hikayemizin kahramanı, Müzeyyen ve onun çocuğuyla birlikte yaşamaktadır. Yazı yazarak geçimini sağlamaya çalışır. "Hikayeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruh eve sığmıyor, sabahları kadından önce uyanıp evden tüyerek, şehrin uzak bir
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
Reklam
59 syf.
1/10 puan verdi
Hiçbir anlam bulamadım kitapta, bir paragrafı iki cümleden oluşan bitmek bilmeyen betimlemeler serüveni, hayali kahramanlar, ne anlatmak istediğine karar verememiş, ruh halimi içimdeki çocuğu anlatayım derken ifadesi yetememiş bir yazar bence... Toplamda 58 sayfa olan kitabın yarısına kadar ruh halini şarkı sözleri olarak anlatan bir yazar, geri kalanında da uzun, devrik, sonu olmayan, havada asılı kalmış cümleler kurmuş sonuna da Avaramu eklemiş, hava olsun diye eklemiş herhalde bakmış ki kitapta çok da bir şey yok renklendirmeye çalışmış. Beğenmedim, verdiğim paraya üzüldüm, bir cümlenin bile altını çizemedim.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
Umrumda değildi. Hani söz gelimi, kör testere ile kesseler sırıtırdım. Ben zaten orada değildim. Ne yerde ne gökteydim. Avaramu...
İletişimKitabı okudu
Bırakmadılar. Soktular sınıflara, "Daha dün annemizin, çiçekli bahçemizin..." "Hocam," dedik "yanlış yapıyorsunuz. Biz bahçeli evlerde oturmuyoruz, çiçekler saksıda. Öğlen uykusu bilmeyiz. İcabında numaradan göz yumar, kaşla göz arasında tüyeriz. Bu muhabbet bize uymaz." "Yok" dediler, "şimdi okullu oldunuz, sınıfları doldurdunuz." Baktık, gariban hocalar kafayı yiyecek, müfredat ile bizim sokaklar arasında, "Bir de biz vurmayalım garibanlara," dedik, zil çaldı, biz, "Haydaa" sokaklara, yakalar fora, Avaramu...
59 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
'' İlhami Algör, alelacayip aşkların ve oyunbazlığın, hüzünlü dolambaçların yazarı. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İtalyan Yokuşu'ndan aşağı, rüzgâra asılıp Tophane'ye inen roman. Avaramu! '' Tanıtım bülteninde de anlatılmak istenildiği gibi farklı bir roman. Bir aşk nasıl farklı olur, bir insan nasıl farklı severi okura çok güzel edebi tarzda veriyor. Sıkmadan, düşündürerek, 'Bak normal insanlar böyle yapar'ı önce düşündürüp, sonrasında 'ama karakter normal bir insan değil ki' diyerek okurun yüzüne vurup, 'bu karakter bunu böyle yapar' diyor ve okur kişiyi farklı şekilde düşünmeye, beyninin kullanmadığı kısımlarını kullanmaya davet ederek, bakış açısını genişletmesine yardımcı oluyor. Kitabın sonu ise, vazgeçmesi gereken yerde hala zorlayan insanlara; 'bakın en güzel yerde/olayda/durumda dahi olsan, vazgeçmen gerekiyorsa vazgeç' diyerek kitabı okumanın zevki hala beynimizde dolaşırken bitiriyor. Bir bakıma da güzel yapıyor. 2014 yapımı Çiğdem Vitrinel'in yönettiği aynı isimli filmde ise, Arif olarak Erdal Beşikçioğlu, Sezin Akbaşoğulları' da Müzeyyen olarak karşımıza çıkıyor. İki usta oyuncu çok güzel bir iş çıkartarak filmde de bize ayrı bir zevk veriyor. Ama İlhami Algör kitapta, Arif'in iç dünyasını daha fazla işleyerek bana ayrı bir okuma tadı verdi. Maalesef filmde ne kadar olmuş olsa da kitaptaki kadar karakter iç dünyasını göremediğim için, benim tercihim kitaptan yana. Tabi filmdeki iki usta oyuncuyu yabana atmamak lazım ve kitabı okuyan herkesin filmi de kesin olarak izlemesi gerek. ''Sonuçta bu derin bir tutku''
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
Reklam
Hafif bir rüzgâr esti. Semtin erken uyarı sistemleri çalışıyordu. Umurumda değildi. Hani sözgelimi, kör testere ile kesseler sırıtırdım. Ben zaten orda değildim. Ne yerde ne gökteydim. Avaramu...
59 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Avaramu! Gerçekten de avare ettin beni ey Algör! Bu nedir yahu :) Çok güzeldi. "Racon keserek konuştun benle sürekli, caz cuz yapma alırım façanı aşağı" modundaydım kitap boyunca. :) Nedense çok az beğenilen bu kitabı-nedense ben çok beğendim. (Bende mi bir acayiplik var anlayamadım.) Çok samimi bir kitaptı. Uzun zamandır böyle içten bir kitap okumamıştım. O cümlelerin sadeliği, cuk oturmuşluğu, beni benden aldı, hiç bilmediğim diyarlara götürdü. Orada kaldım sanırım, bir müddet dönemeyeceğim. Konuşma dilinde yazılmış olan bu anlatı kitabı, "ağlanacak haline gülme" durumu bir çeşit. Karakterimiz "gölge etme başka ihsan istemez" modunda takılıyor. Verip veriştiriyor herkese. Çok samimi, çok bizden. Kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar dostlar...
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
Soktular sınıflara "Daha dün annemizin, çiçekli bahçemizin..." "Hocam" dedik "Yanlış yapıyorsunuz. Biz bahçeli evlerde oturmuyoruz, çiçekler saksıda. Bu muhabbet bize uymaz. "Yok" dediler, "Şimdi okullu oldunuz, sınıfları doldurdunuz." Baktık gariban hocalar kafayı yiyecek "Biz de vurmayalım garibanlara." dedik. Zil çaldı, biz "Haydaa" sokaklara, yakalar fora, Avaramu...
Reklam
59 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Tarifi imkansız bir ses: -Bitse ne olur, -Bitmese ne? "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" İtalyan Yokuşu'ndan aşağı, rüzgara asılıp Tophane'ye inen roman. Avaramu!
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
294 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.