-Sen virânede gömülü bir hazinesin, ben ise felsefeye gönül bağlamış bir âvâreyim. Lütfedip sizden istifade etmeme izin verir misiniz?
-Niçin? İstersen konuşalım; ama sözden ne çıkar? Şimdiye kadar kimbilir kaç hayvan yükü kitap okudun. Ne anladın? Hiç, değil mi? İnsanların bildikleri nedir ki? Ancak zevk ve bencilliklerini tatmin etmek için uğraştıkları zanaatler ile ilgili birtakım şeyler... Fakat Hak ve hakikat hakkında ne bilirler? Hiç!
Bir yığın eski hayal duruyor tabağımda
Eski günlerin tadı sızlıyor damağımda
Gönlümün mahzenine çekildim; bîçareyim Sevgiyi de, aşkı da unuttum; âvâreyim
Avareyim, asudeyim, yorgunum
Bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında, banklar üstünde
Uyku tutmuyor karanlıkları
Yitik düşlerimi kovalıyorum
Gölgeler gidiyor; ben kalıyorum
-Yersizim yoksulum âvareyim
Yerlerde göklerde divâneyim
Saçlarında hâleyim
Öyle deme böyle deme güzelim
Sesindeki son vâdeyim
Ne kadar sıksan da göğsüme kurşunlarını
Ben senin göğsünde açan lâleyim
*sonbaharın tozlu kafeslerinde
sevgi turnaları yakalıyorum
turnalar gidiyor; ben kalıyorum
avareyim, asudeyim, yorgunum
bilmiyorum neden sana vurgunum.. *