Avidya!
Hindular için bir tek kusur vardır, o da "avidya"dır (cahillik) : Yani apaçık belli olduğu halde, Tanrının hiçbir şeyde varlığını "görmemek." .
Sayfa 40
Avicca: (Skr. Avidya) Bu dünyada ki her türlü kötülüğün başı, yani "cahalet"...
Reklam
Avidya, yani cehaletten dolayı insan hem varoluşa karşı hem de kendine karşı cahildir; bildiğini sandığı her şey insana dair bir kısımdır sadece, insanın tamamen kendisi değildir.
"Budha", "Nirvana", "Avidya"...
Lama Govinda: - "Budha, "her şeyi bilen" şeklindeki kelimenin genel anlamında bir âlim değildir. Meselâ Budha, modern mânâdaki ilim, meselâ fizik hakkında hiçbir şey bilmez. Ama diğer insanlardan üstündür, çünkü hayatın esaslarını görmüştür. "Nasıl mutlu olabilirim? Mutsuzluktan nasıl kurtulabilirim?" diye sormuştur. Kendisine mesele ettiği mevzuu buydu ve onu çözdü. Sonraki nesiller, Budha'yı, karmaşık bilgisi, eksiksiz vizyonu, tam fazileti ve diğer tamlıklarıyla bir çeşit imkânsız ideal şahsa döndürmüşlerdir. "Avidya" tabiri, mutlak anlamda cahillik demek değildir, daha çok "kişinin kendi nefsinden haberdar olmaması" dır". Cahil bir insan nefsini nihaî gerçeklik olarak gören insandır. Öte yandan nefs duygusunu aşmış bir kişi cahil değildir. Haddi-zatında "avidya" kelimesi, son derece yanlış bir şekilde "cahillik" diye çevrilmiştir. Doğrusu ona sınırlama demeliyiz; onun zıddı ise "kurtuluş"tur. Neden kurtuluş? Cahillikten, yanlış bir şekilde nefsin kölesi olmaktan. Bu, tam bir açıklık demektir. Nitekim "Nirvana"yı "açıklık" diye tercüme ediyorum ben; çünkü Nirvana, kısır bir son nokta değildir. Bu feci olurdu. Benim Nirvana düşüncem ebedî neş'e değil, bizi ilerlemeye sevkeden açıklıktır..."
Sayfa 62 - 2.Levha, -Erkek ve Kadın-, (Mutlak Fikrin ve Vasıta Sistemin Gerekliliği) İBDA YayınlarıKitabı okudu
Bütün arzuların nedeni ise cehalettir (avidya). Zira biz, arzuladığımız şeylere hiçbir zaman kelimenin tam anlamıyla sa­hip olamayacağımızı bilmiyoruz. Yine biz, arzu ettiğimiz şeyi el­de ettikten sonra onu elimizde tutmak isteriz, ve bu halimizle yi­ne bir arzu içerisinde olduğumuzun cahiliyizdir.
Upanişadlara göre insanların hastalığının gerçek teşhisi, gerçekliğin asıl niteliğinden habersiz (avidya) yaşıyor olmalarıdır. Bu felsefi hastalığın tedavisi gerçek bilgiye ulaşmaktır. Hinduizm'de kurtuluş ancak doğru düşünme yoluyla elde edilir.
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
Hindu düşünce ekollerine ve Sihizm'e göre avidyâ, fenomenler âlemindeki varlıkların çokluk ve çeşitliliğine kapılarak aslında tek olan Hakikat'in idrâk edilememesi demektir.
Sayfa 676 - İnsan Yayınevi / Hinduizm (671-712) / Ali İhsan YitikKitabı okuyor
Bu neden-sonuç ilişkisi 12 halkalı nedensellik zinciriyle açıklanır: 1. Bilgisizlik (Avicca; Skr. Avidya) 2. Eylem (Samkhâra; Skr. Samskâra) 3. Bilinç (Vinnâna; Skr. Vicnâna) 4. Ad ve biçim (Nâmarûpam) 5. Altı duyu (Şalâyatana; Skr. Şadayatana) 6. Dokunma (Phassa; Skr. Sparşa) 7. Duyuş (Vedana) 8. İstek (Tanhâ; Skr. Trşna) 9. Varlığa bağlanma (Upadâna) 10. Var olma (Bhava) 11. Doğum (Câti) 12. Yaşlılık ve ölüm (Carâmaranam).
Hindular için bir tek kusur vardır; o da "avidya"dır (cahillik) : Yani apaçık belli olduğu halde, Tanrının hiçbir şeyde varlığını "görmemek.
“Kurtuluşa ulaşmanın Bilgi’den başka hiçbir vâsıtası yoktur; sadece o, arzuların bağlarını (ve bireysel hâle hâkim olan diğer arızilikleri çözer. Bilgi olmaksızın Selâmet’e (Ananda) ulaşılamaz. Eylem (hem genel manasıyla hem de taabbudî amelleri ifade eden manasıyla karma) cehaletin (avidya) zıddı değildir, onu uzaklaştıramaz; ama Bilgi, tıpkı ışığın karanlıkları yok ettiği gibi cehaleti yok eder. Tıpkı bulutlar dağıldığında Güneş’in aydınlığının yayılması gibi, dünyevî duygulardan (ve benzer bağlardan) doğan cehalet uzaklaşır uzaklaşmaz (bütün yanılsamalar yok olur ve) kendiliğin (Atma) ışıltısı uzakta (varoluşun bütün dereceleri boyunca), bölünmemiş bir hâlde (her şeye nüfuz ederek ve varlığın bütününü aydınlatarak) parlar.”
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
A. Bağımlı Varoluş Yasası (Pratityasamutpada)
Nedensellik ilkesinin ilk ve temel halkası avidyadır. Avidya, eşyanın hakikatine dair yanılgıyı, cehaleti ifade eder. Her türlü varoluşun yanı sıra hayattaki acı ve ıstırabın sebebi de avidyadır. Bunu eylem, bilinçlilik, zihinsel ve fiziksel varlıklar (biçim ve form), beş duyu organı ve zihinden oluşan altı hassa (yeti), formlarla temas, algılama, varolma/yaşam arzusu, kavrama, oluş, doğuş ve ölüm basamakları izler. Demek oluyor ki her durum ve her yeni varoluş, kendisinden öncekinin bir sonucu, daha sonraki durumun ise sebebidir.
Sayfa 100 - İSAMKitabı okudu
...rişiler daha ileri gittiler; “içrek bilgi”yi ritüel ve teolojik bağlamından kopardılar; artık “irfanın”, gerçekliğin derindeki yapılarını ortaya çıkararak mutlak hakikati yakalayabileceği düşünülüyordu. Böyle bir “ilim” insanların payına düştüğü tasavvur edilen “cehalet”i(avidya) sonunda tam anlamıyla yok edecekti.
Hint felsefi söz dağarında avidya terimi, metafizik türde cehalet anlamında öne çıkmıştır. Avidya nihai gerçekliği gizliyordu; irfan( gnosis) hakikati, dolayısıyla gerçek olanı ortaya çıkarıyordu. Belli bir görüş açısından bu “bilmeme” yaratıcıydı : insan varoluşunun yapılarını ve dinamizmini yaratıyordu. Avidya sayesinde insanlar sorumsuz bir varoluş içinde, davranışlarının(karman) sonuçlarını bilmeden yaşıyorlardı.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.