Avidya!
Hindular için bir tek kusur vardır, o da "avidya"dır (cahillik) : Yani apaçık belli olduğu halde, Tanrının hiçbir şeyde varlığını "görmemek." .
Sayfa 40
Avidya, yani cehaletten dolayı insan hem varoluşa karşı hem de kendine karşı cahildir; bildiğini sandığı her şey insana dair bir kısımdır sadece, insanın tamamen kendisi değildir.
Reklam
Avicca: (Skr. Avidya) Bu dünyada ki her türlü kötülüğün başı, yani "cahalet"...
Upanişadlara göre insanların hastalığının gerçek teşhisi, gerçekliğin asıl niteliğinden habersiz (avidya) yaşıyor olmalarıdır. Bu felsefi hastalığın tedavisi gerçek bilgiye ulaşmaktır. Hinduizm'de kurtuluş ancak doğru düşünme yoluyla elde edilir.
Sayfa 175Kitabı okudu
Bütün arzuların nedeni ise cehalettir (avidya). Zira biz, arzuladığımız şeylere hiçbir zaman kelimenin tam anlamıyla sa­hip olamayacağımızı bilmiyoruz. Yine biz, arzu ettiğimiz şeyi el­de ettikten sonra onu elimizde tutmak isteriz, ve bu halimizle yi­ne bir arzu içerisinde olduğumuzun cahiliyizdir.
"Budha", "Nirvana", "Avidya"...
Lama Govinda: - "Budha, "her şeyi bilen" şeklindeki kelimenin genel anlamında bir âlim değildir. Meselâ Budha, modern mânâdaki ilim, meselâ fizik hakkında hiçbir şey bilmez. Ama diğer insanlardan üstündür, çünkü hayatın esaslarını görmüştür. "Nasıl mutlu olabilirim? Mutsuzluktan nasıl kurtulabilirim?" diye sormuştur. Kendisine mesele ettiği mevzuu buydu ve onu çözdü. Sonraki nesiller, Budha'yı, karmaşık bilgisi, eksiksiz vizyonu, tam fazileti ve diğer tamlıklarıyla bir çeşit imkânsız ideal şahsa döndürmüşlerdir. "Avidya" tabiri, mutlak anlamda cahillik demek değildir, daha çok "kişinin kendi nefsinden haberdar olmaması" dır". Cahil bir insan nefsini nihaî gerçeklik olarak gören insandır. Öte yandan nefs duygusunu aşmış bir kişi cahil değildir. Haddi-zatında "avidya" kelimesi, son derece yanlış bir şekilde "cahillik" diye çevrilmiştir. Doğrusu ona sınırlama demeliyiz; onun zıddı ise "kurtuluş"tur. Neden kurtuluş? Cahillikten, yanlış bir şekilde nefsin kölesi olmaktan. Bu, tam bir açıklık demektir. Nitekim "Nirvana"yı "açıklık" diye tercüme ediyorum ben; çünkü Nirvana, kısır bir son nokta değildir. Bu feci olurdu. Benim Nirvana düşüncem ebedî neş'e değil, bizi ilerlemeye sevkeden açıklıktır..."
Sayfa 62 - 2.Levha, -Erkek ve Kadın-, (Mutlak Fikrin ve Vasıta Sistemin Gerekliliği) İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hindular için bir tek kusur vardır; o da "avidya"dır (cahillik) : Yani apaçık belli olduğu halde, Tanrının hiçbir şeyde varlığını "görmemek.
“Kurtuluşa ulaşmanın Bilgi’den başka hiçbir vâsıtası yoktur; sadece o, arzuların bağlarını (ve bireysel hâle hâkim olan diğer arızilikleri çözer. Bilgi olmaksızın Selâmet’e (Ananda) ulaşılamaz. Eylem (hem genel manasıyla hem de taabbudî amelleri ifade eden manasıyla karma) cehaletin (avidya) zıddı değildir, onu uzaklaştıramaz; ama Bilgi, tıpkı ışığın karanlıkları yok ettiği gibi cehaleti yok eder. Tıpkı bulutlar dağıldığında Güneş’in aydınlığının yayılması gibi, dünyevî duygulardan (ve benzer bağlardan) doğan cehalet uzaklaşır uzaklaşmaz (bütün yanılsamalar yok olur ve) kendiliğin (Atma) ışıltısı uzakta (varoluşun bütün dereceleri boyunca), bölünmemiş bir hâlde (her şeye nüfuz ederek ve varlığın bütününü aydınlatarak) parlar.”
Sayfa 197Kitabı okudu
mutluluğu arayıp duruyor ama sonunda kendimizi acı içinde buluyoruz. cehalet yüzünden, bizi mutlu edeceğini düşündüğümüz şeylerin aslında çektiğimiz acının asıl sebebi olduğunu göremiyoruz. Avidya yüzünden mutluluğa nasıl ulaşacağımızı, o boşluğu nasıl dolduracağımızı anlamıyoruz.
Hint felsefi söz dağarında avidya terimi, metafizik türde cehalet anlamında öne çıkmıştır. Avidya nihai gerçekliği gizliyordu; irfan( gnosis) hakikati, dolayısıyla gerçek olanı ortaya çıkarıyordu. Belli bir görüş açısından bu “bilmeme” yaratıcıydı : insan varoluşunun yapılarını ve dinamizmini yaratıyordu. Avidya sayesinde insanlar sorumsuz bir varoluş içinde, davranışlarının(karman) sonuçlarını bilmeden yaşıyorlardı.
Reklam
...rişiler daha ileri gittiler; “içrek bilgi”yi ritüel ve teolojik bağlamından kopardılar; artık “irfanın”, gerçekliğin derindeki yapılarını ortaya çıkararak mutlak hakikati yakalayabileceği düşünülüyordu. Böyle bir “ilim” insanların payına düştüğü tasavvur edilen “cehalet”i(avidya) sonunda tam anlamıyla yok edecekti.
Budist felsefeye göre, kişiye zarar veren davranışların asıl sebebi gönüllü yapılan yanlışlıklar ve kötülükler değil, cehalettir(avidya).
Sayfa 139Kitabı okudu
Kişi, haz vermeyen bir şeyden dikkatini çevirir. Sadece bire­yin yaşamında değil politikada da cereyan eden histerik bir mekanizmadır bu. Yoga Sutra'da şu söylenir: Bencilik, cehalet, bağlanma, isteksizlik ve ölüm korkusu seni zayıflatır. Ceha­let (avidya) tüm diğer musibetlerin veya kleshaların zeminidir.
“Kurtuluşa ulaşmanın Bilgi’den başka hiçbir vâsıtası yoktur; sadece o, arzuların bağlarını (ve bireysel hâle hâkim olan diğer arızilikleri çözer. Bilgi olmaksızın Selâmet’e (Ananda) ulaşılamaz. Eylem (hem genel manasıyla hem de taabbudî amelleri ifade eden manasıyla karma) cehaletin (avidya) zıddı değildir, onu uzaklaştıramaz; ama Bilgi, tıpkı ışığın karanlıkları yok ettiği gibi cehaleti yok eder. Tıpkı bulutlar dağıldığında Güneş’in aydınlığının yayılması gibi, dünyevî duygulardan (ve benzer bağlardan) doğan cehalet uzaklaşır uzaklaşmaz (bütün yanılsamalar yok olur ve) kendiliğin (Atma) ışıltısı uzakta (varoluşun bütün dereceleri boyunca), bölünmemiş bir hâlde (her şeye nüfuz ederek ve varlığın bütününü aydınlatarak) parlar.”
Cehalet
Avidya: Hindu kökenli dinlerde alemdeki kötülüğün tek ve yegane sebebi olan cehalet anlamına belir.
Sayfa 372Kitabı okudu
Resim