Annen sesleniyor avludan "Sardunyalara su verin biraz Renklerini boğmaya başlamış toprağı Top kadifeler yaprak döküyor yalnızlıktan Gülhatmiler serçeleri taşıyamıyor dallarında Ne zaman öğreneceksiniz bilmiyorum ki Evlerin yalnız eşyalardan yapılmadığını."
Sayfa 37
N’apcaz şimdi diyo bana Diyorum ki bi bakalım Bakalım da önümüz taş Aç gözünü bakmak lazım N’apıp yapıp dış avluya Bir sofaya kapak atsak Hazırlandım sıvışmaya İmlayı azcık bozarak Konuş konuş hiç faydasız Özgür diyilim ki hâlâ Koş duvara, aş duvarı Bir duvar daha karşında Dışarıda bi avlu var Avludan sonra dört duvar Duvara çarpar dalgalar Dalgalar sözümü yutar Artık n’olcaksa olmalı Bu söz firar’dip kaçmalı Ona bir yardakçı lazım Suçortağı olsun şarkım!
Reklam
188 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Etik
H. G Well hiç şüphesiz bilim kurgu türünün en bilindik yazarlarından birisidir. Ben kitabımı dex yayınlarının korku klasikleri serisi içerisinde almıştım. Bu yüzden diyebilirimki kitabın korku yönü de var. Kitabı okurken merakım ve okuma isteğim her bölüm üst düzeydeydi. Akıcı ve sürükleyici bir eser. Kitabı çok sevdiğim için detaylı bir
Doktor Moreau'nun Adası
Doktor Moreau'nun AdasıH. G. Wells · Dex Kitap · 20197,7bin okunma
Bizim avludan mı kalkacak cenazem? Nasıl indireceksiniz beni üçüncü kattan? Asansöre sığmaz tabut, merdivenler daracık "Belki avluda dizboyu güneş ve güvercinler olacak, belki kar yağacak çocuk çığlıklarıyla dolu, belki ıslak asfaltıyla yağmur. Ve avluda çöp bidonları duracak her zamanki gibi. Kamyona, yerli gelenekle, yüzüm açık yükleneceksem, bir şey damlayabilir alnıma bir güvercinden; uğurdur. Bando gelse de, gelmese de çocuklar gelecek yanıma, meraklıdır ölülere çocuklar. Bakacak arkamdan mutfak penceremiz. Balkonumuz geçirecek beni çamaşırlarıyla. Ben bu avluda bahtiyar yaşadım bilemediğiniz kadar. Avludaşlarım, uzun ömürler dilerim hepinize.."
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Sanırım ağlıyorum :'(
"Annen sesleniyor avludan "Sardunyalara su verin biraz Renklerini boğmaya başlamış toprağı Top kadifeler yaprak döküyor yalnızlıktan Gülhatmiler serçeleri taşıyamıyor dallarında Ne zaman öğreneceksiniz bilmiyorum ki Evlerin yalnız eşyalardan yapılmadığını." Sesimi gözyaşımla yıkayarak Gidip toprağına fısıldayacağım Söylediklerinden ötesini yaşadı kızın Su değil kalbinin iklimini verdi çiçeklere"
104 syf.
7/10 puan verdi
Adının anlamı dünyayı kucaklasa, taşta büyümezdi Barış
Uçurtmayı vurmasınlar, çocuklar uçurtma da uçurabilsinler diye... .. 12 Eylül döneminde annesi ile birlikte cezaevine girmek zorunda kalan Barış'ın orada derin bir bağ kurduğu İnciye yazdığı mektuplardan oluşan bir kitap. ... Kitap oldukça yalın bir dille yazılmış bir kaç saatte bitirebileceğiniz bir eser. Barış'ın gözlemlerine bol bol yer verilmiş. Cezaevi şartlarını bir çocuğun gözünden okumak biraz üzdü tüm dünyası bir avludan ibaret olan dışarıdaki dünya ile henüz tanışmamış bir çok şeyden mahrum kalmış bir çocuğun etrafında gerçekleşen olayları anlamaya çalışması yüreğimi burktu ve Barış gibi düşünmek Barışın baktığı yerden bakmak değişik hissettirdi... Sıra filminde... . . . "Barış'ı tanıdığım yerde ne çiçekler vardı, "ne de başı bulutlarda bir çınar." O gevrek sesiyle simitçi bile giremezdi oraya. Taş avluya yalnızca kuşlar konardı bazen. Kuş kanadına binip çayırlara gitmeyi öğretti Barış bana. Düşle gerçek, onun o yarım sözcüklerinde öylesine iç içe geçerdi ki, dünyanın çirkinlikleri bir bulut gibi kayıp giderdi yarım göğümüzden. Taş avluda düşsel uçurtmaları uçurmayı işte öylece öğrendim Barış'tan.Adını ne Barış yılını düşünerek koymuşlar, ne de savaşlar çıkmasın diye. Babasının sevdiği bir müzikçinin adıymış, yalnızca o yüzden."
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı VurmasınlarFeride Çiçekoğlu · Can Yayınları · 202212bin okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Kafka’nın ölümünden sonra 1926 yılında basılan, yarım kalmış bu romanı ben Cem Yayınevi’nin yayınladığı, Kamural Şipal çevirisinden okudum. Dikkatimi çeken Şato’nun bu çevirisinde 368 sayfalık roman metnine “Başlangıç Bölüm Varyantı”, “Fragmanlar” ve “Yazar Tarafından Çizilip Çıkartılmış Yerler” başlıklarından oluşan ek bir bölüm ilave edilmiş ve
Şato
ŞatoFranz Kafka · Cem Yayınları · 202010bin okunma
Kalduk bu sabah avludan ayvaylan nar toplayıp önümüze kodu. Vurduk yedik, kırdık yedik. Hep beraber yedik. Yahu dedim, dünya böyle olmaya mı?
İkisinin de bu avludan çıkıp gitmesine engel olan tek bir şey vardı: Esarete ve köleliğe olan alışkanlık...
Sayfa 113
aşk...
Bitiyorum onun için nine! Hep gözümde tütüyor. Gördüm mü dizlerimin bağı çözülüyor. Avludan geçerken görmeyeyim, bir ateştir düşüyor yüreğime.
Sayfa 70 - KOR KİTAP
673 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.