Avni Vav'dan şoke edici bir itiraf: "Ben, söylemesi ayıp, bir sanal harem kurdum."
Mr. Spock'la ikimiz senkronize nida ettik: "Neee?!"
"Sizin şövalye aşklarınız bana yaramıyor beyler, İnternette gönül sörfü yapıyorum. Yatsıdan sonra Jameikalı çıtır çerezlerle, Tokyolu tazelerle yazışıyorum. Bittabii, namevcutluk sathından aldığı destekle meşruiyet kasp eden yalan gırla gidiyor. Şu günlerde kısmetim iyiden iyice açıldı. 'Azrail'e bir beşlik çakan Ruhi Mücerret'i tanıyorum!' dedim mi, akan sular duruyor, yelkenler suya iniyor."
İşkillendim: "Bu beyanınıza istinaden, ben fakiri, pezevengin tazısı olarak kullandığınızı söyleyebilir miyiz Avni Bey?"
Mr. Spock'tan haya efekti: "Tövbe estağfurullah."
Laf öbür dünyayı ve uzayı dolaşıp kadınlara geldi. Mabet filozofu Avni Vav ne dese beğenirsiniz: "Boş gözleri, taş kalbi ve dimdik göğüsleriyle kadınlar beni zıvanadan çıkarıyor!" Sahabelere katılsa intibak sorunu yaşamayacağını vehmettiğim beyzadeye de bakın hele. Haşere okulundan mezun holigan ağzıyla konuşuyor. Kainatın kaygan zemininde kimseye tutunmayacaksın...
Çeyrek saatlik suskunluktan sonra Avni Vav yeni bir mevzu açtı: "Allah'ı bu dünyada görmek ister misin Ruhi Bey?"
"Kim istemez?!"
"Bir yetim çocuğun başını okşa. O zaman, onun gözlerinde Allah'ı görürsün.
Bir fakire yardım et. Onun gözlerinde Allah'ı görürsün.
Bir kediye yiyecek ve su ver. Onun gözlerinde Allah'ı görürsün."
Avni Vav, beni çınlayan bakışlarla süzdü: “En komiği de, yeryüzünde hepimizi alacak kadar çok mezar yokmuş gibi görünmesi... Bizim bir ayağımız çukurda ya Ruhi Bey. Artık ağırlığımızı, çukurdaki ayağa vermemiz gerek.”
Dünya böyledir: Sinsiler zorbaları yüceltir, üçkağıtçılar hırsızlara cömert davranır, yalancılar sapıklar için duygusal şarkılar söyler. Buna karşılık çulsuzlar garibanları dolandırır, dindarlar inançlıları lanetler, mazbutlar iffetlileri iğfal eder. Kötülük, kendini ilkesel ve pratik iyilikle ikame eder. İyilik ise sınayıcı ve bedel ödetici bir örüntü içinde kendi ideallerini yakarak yol alır. Şeytan, kutsal kitaplardan alıntı yapmayı sever. Meleklerse daima görmezden gelinir.
Avni Vav, “İnsan Allah’ın yeryüzündeki halifesi, yani kalfasıdır. Allah’ın kalfası değilsen, şeytanın çırağı olursun” diyordu.
"Allah'ı sevdiğini söyleyen kimse, kendini sevmiyorsa o iş sakattır. Yaşamak, yeni günahlar işleyebilecek güçte olmaktır." Avni Vav'ın bu sözünden müteessir oldum. Yaşamaya devam ettiğimi ispatlayacak güç bende yoktu.Ölümden dönmüştüm, fakat hayata değil.
En yakın dostum Ruhi Mücerret: Türk İstiklal Harbi'nin yaşayan son gazisi. Onun maceralarını anlatan bir roman yazdım. Fakat kitabın kapağına adımı koydurmadım. Acemi bir yazara kitabı zimmetledim. Safderun züppe, önce biraz mızmızlandı... Sonra mutabık kaldık.