Tanzimat, Doğu meselesinin iktisadi devresinde, Avrupa'nın Osmanlı Devleti aleyhine kullandığı en öldürücü silah olmuştur: Sırf sermaye ile ve bu devrede sermayenin iki itaatkâr hizmetçisi mahiyetinde olan kültür ve siyaset ile, evvelleri harp ve siyasetle nail olduğundan daha çok kazanmıştır. Haçlıların bu bilmem kaçıncı seferinde İslam ehli üzerine havale ettiği bu yeni olacaktı zehirli silah, yani sermaye, yalnız siyasi bağımsızlığı, milli hâkimiyeti değil, yalnız dini ve milliyeti değil, geçim vasıtalarını kökünden kesiyor ve bu suretle Müslümanların hayatına, varlığına taarruz ediyordu. Tam başarı halinde, Doğu'nun ahalisi Avrupalıların kul ve kölesi olacaktı; Avrupa, Doğu'yu, İslami Doğu'yu ruhsuz bir ceset haline getirecek, istediği gibi kullanacaktı. Bağımsız geçim vasıtaları olmayan insanlar, rızklarını dağıtan kimselerin her türlü emel ve fikirlerine boyun eğmeye, tam itaatle itaat etmeye mecburdurlar. Aç insanlar yumuşak hamur gibi istenilen şekil ve kıyafete sokulabilir… Doğu meselesinin iktisadi safhasında, Avrupa Doğu'yu, tam canını alacak noktadan, midesinden yakalamıştı. Eğer başarılı olsaydı, artık Doğu meselesi tamamen ve katiyen halledilmiş olacaktı…