Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye'nin politikası, uluslararası antlaşmalarla kazanılmış hakları sonuna kadar savunmak olmalıdır. Kıbrıs'ı savunmak, aynı zamanda Türkiye'yi savunmaktır. Türkler, Haçlı Avrupası yanında gerçekten insan haklarına inanmış bir Avrupa olduğuna hâlâ inanmaktadır.
Sayfa 230 - Kronik YayıncılıkKitabı okudu
ATSIZ'DA TÜRK-TÜRKÇÜLÜK-MİLLİYETÇİLİK: 1943 yılındaki En Sinsi Tehlike broşüründe "Siyasî, içtimaî mezhebim Türkçülüktür." (Atsız 1992: 68) diyen Atsız'ın Türkçülüğüne geçmeden önce onun genel olarak "milliyetçilik” hakkındaki düşüncesini aktarmak doğru olacaktır. Ona göre milliyetçilik sosyal bir kanundur: "Tarihin
Reklam
Jön Türkler
Gerek reformcu, gerekse devrimci hareketleri başlatan "en­telektüeller" yurtdışında veya yeni kurulmuş okullarda yük­sek eğitim gören bürokrat kesiminden geliyordu. Batı'daki benzerlerinin tersine, bunların çoğu devlete hizmet amacını güden teknik veya askeri okullarda eğitilmişler, ama Avrupa siyasi geleneği içindeki çağdaş akımlardan da etkilenmişlerdi. Devlet idaresi için yetiştirilmiş olmakla birlikte, sadece etken yönetimi amaçlayan teknokratik bir kadro oluşturmuyorlardı. Ama, hümanist veya eleştirel bir kültürün temsilcisi de değil­ diler. Başlıca amaçları, iç çatışma ve dış baskılarla başa çıka­bilmek için devletin ıslahı oldu
O-RUS-BU-BATI
Tehcir Kanunu'nun yürürlüğe girişinden on gün sonra yani, 24 Mayıs 1915'te İtilaf Devletleri, Osmanlı Hükümetine bir notari, 24 Ermeni katliamından Osmanlı hükümet üyeleriyle Türk ve Kürt memurları sorumlu tutacaklarını bildirdiler. Bu notaya verdikleri cevapta Osmanlılar, Türkiye'de Ermenilere karşı bir "katliam"
Sayfa 111Kitabı okudu
Ermeni ihtilalcileri Müslüman mahallelerine saldırarak, çocuk, kadın, ihtiyar gözetmeksizin Müslümanları öldürmeye başlayınca Türkler, can, mal ve ırzlarını korumak için silaha sarıldılar. Bundan sonra iki taraf arasında çok kanlı çarpışmalar oldu ve nihayet durum Ermenilerin aleyhine döndü⁴³³. Olayı hazırlayanlardan birisi olan Muşeg (Mouchegh), ayaklanmanın daha ikinci günü İskenderiye'ye kaçmak suretiyle canını kurtarmıştı; fakat yalan dolanlarından ve fesatçılığından vazgeçmeyerek yayımladığı Les vepres ciliciennes adlı eserle, olayları bütün dünyaya ters ve yanlış olarak duyurmuştu. O, böyle yapmakla devletlerin işe karışacaklarını umuyordu. Fakat olayın Avrupa basınında yer alacağını ve bunun mutlaka Türkler aleyhinde olacağını kabul eden İttihatçılar, Avrupalılara hoş görünmek için, acele meseleye el koydular ve ihtilali hazırlayan Ermenileri değil, kendilerini savunan Türkleri cezalandırdılar, Bahçe ilçesi müftüsü dâhil 47 Türk'ü idam ettiler. Buna karşılık sadece bir Ermeni hüküm giymişti⁴³⁵. Bu suretle, Sultan Hamid'in son yılların da çok geri plana düşmüş olan Ermeni meselesi, Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte yeniden alevlendi. İttihatçılar ise hâlâ "ittihad-ı anasır" hülyasında idiler. ⁴³³ Bu olayda Türklerden 1850, Ermenilerden ise 17.000 kişi ölmüştü. ⁴³⁵ Olayın çıkması üzerine Adana'ya vali olarak tayin edilen Cemal Paşa (O devrin ünlü paşası), idam cezalarını yerine getirmiştir.
Sayfa 104Kitabı okudu
291 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Amerikalı Türkiye ve Ortadoğu uzmanı olan tarihçi Justin McCarthy’nin daha önce Ölüm ve Sürgün isimli kitabını okumuştum. Ölüm ve Sürgün kitabı, Türklerin, Rus ilerleyişi karşısında Balkanlar ve Kafkaslardan geçilmesini ve bu süreçte uğradığı soykırım ve sürgünleri konu almaktaydı. Yazar yaşadığı ABD’de, Türklerin soykırım yapmadığına dair
Türkler ve Ermeniler (Osmanlı İmparatorluğu'nda Milliyetçilik ve Çatışma)
Türkler ve Ermeniler (Osmanlı İmparatorluğu'nda Milliyetçilik ve Çatışma)Justin McCarthy · Türk Tarih Kurumu Yayınları · 20205 okunma
Reklam
"Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır: Gaddar olmalarının yanı sıra merhametlidirler. Açgözlüdürler, fakat hırsızlıkları neredeyse hiç yoktur. Boş vakitlerini kötüye kullanmazlar. İçlerinden pek azı birden fazla kadınla evlenir. Avrupa'daki büyük merkezlerin içinde en az genelev kadını bulunan şehir İstanbul'dur. Dinlerine sıkıca bağlı olan Türkler, Hıristiyanlardan tiksinirler; onlara kâfır gözüyle bakarlar. Bununla beraber, onları ülkelerinin her yerinde, hatta devlet merkezlerinde bile hoş görür ve korurlar. İstanbul'daki Hıristiyan mahallesinin sokaklarında, paskalya yortusunda yapılan ayinlere izin verildiği gibi, muhafızlık etmeleri için de törenlerin başında dört yeniçeri bulundurulurdu."
Avrupa’ da inşa edilen Reformasyon hareketi ortaya çıkarken kendisine ezeli bir düşman edinmeliydi. İlk bakışta bu düşman Papalık gibi görünebilir. Ancak her şeye rağmen Avrupa’ da sayısız destekçisi olan bir kurumu yegâne düşman ilân etmek kolay değildi. Bu sebeple icat edilen düşman “Türkler” oldu. Hatta bir adım daha ileri giden Reform hareketi, Türkler ile Papalık arasında bir ilişki kurma eğilimi sergiler: “Papa deccalın ruhu ise, Türk onun bedeni, yani etidir. Biri bedenleri, diğeri ruhları öldürmektedir.” Bu sözlerden anlaşıldığı üzere Papa ve Türkler tek düşmandır ve ortak özde müstakil bir nefretin tezahürü hâline gelirler.
Başta Yavuz (Sultan) Selim ve Kanuni (Sultan) Süleyman olmak üzere birçok padişahlar devrinde Türkler hristiyanlara harpte itidal ve zaferde mülayemet göstermeyi öğretmişlerdir. 1526'da 200.000 kişi ekilmiş tarlalara ayak basmadan ve bir tek ot koparmadan yaya olarak imparatorluğu bir baştan öbür başa katetmiştir. (J. Michelet Historie de France, Süleyman Avrupa'yı kurtarıyor bölümünden).
Sayfa 102 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
324 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
2.Abdülhamid devri.Yunanistana sürgüne gönderilmiş padişahın gözünden anlatılıyor.33 yıl süren bir saltanat.Korkaklıkları,paranoyaklıkları,dönemindeki olaylar.Sürgün boyunca hergün kendisini,çocuklarını,eşlerini ve hizmetkârlarını muayene eden doktor Atıf Hüseyin Bey'in aldığı notlardan okuyorsunuz.Ülkeyi kendisinin değil devlet adamlarının yönettiği vurgulanıyor.Batılılaşmayı ve sanayileşmeyi istemiş ama vezirler,sadrazamlar ve şeyhülislâmlardan çekindiği için adım atamamış.Sürekli amcası Abdülaziz ve ve kardeşi Sultan Reşadla yaptığı Avrupa gezisi ve etkilendikleri anlatılıyor.2.meşrutiyetin ilanı,kanuni esasının uygulanmasının iptali kolera salgınını durdurmak için yaptıkları yaptırdığı Yıldız Sarayı kendini oraya kapatması anlatılmış.Tahttan indirilmesi,ittihak terakki,Jön Türkler,Ermeni mevzusu.Onun tahtta çıkmasına sebep olan Mithat paşanın sürgüne gönderilmesi ve orada öldürülmesi ve yavaş yavaş imparatorluğun yok olması,pişmanlıkları,yaptıkları,yapamadıkları,iyi ki yapmışım dediklerini okuyorsunuz.Bazen olayların gidişatına göre hak veriyorsunuz bazen de çok kızıyorsunuz.Sıkılmadan bir tarihi okudum.Tavsiye ederim.
Kaplanın Sırtında
Kaplanın SırtındaZülfü Livaneli · İnkılap Yayınevi · 20229,8bin okunma
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.