Yeni tanıştığı bu avukatlar, subaylar, iş adamları ve bankacılarla, işçi sınıfının üyeleri arasındaki ayrımın, yedikleri yemeklerdeki, giydikleri giysilerdeki ve oturdukları mahallelerdeki farklılıklardan başka bir şey olmadığı kafasına dank edene kadar düşündü.
Sayfa 296 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mahkemedekiler; hâkim, savcı, avukatlar, sekreter kız, hatta mübaşir, hakkımda ne düşünecek, hiç mi hiç mühim değil. Ödümü patlatan, iliklerime kadar pişmanlık akıtan düşünce, küçük bir çocuğun, bu yazıyı okuma ihtimali.
beni anlaman için birkaç dile başvurdum
ayrılırken ayrılmıyormuş gibi konuşmak lazım gelir
boşanmaya avukatlar bakar, ayrılığa insanlar
depremden sonra bakarsın herrrrrr şey durağan
hazırım çünkü hazırsın
sanırım biraz ondan.
Toplamda yaklaşık 300 akademisyen ve 50 teknisyen ile destek elemanı Türkiye'ye gitti. Aile üyeleride dahil edilince, bu bini aşkın kişi demekti. Çoğu Türkiye'de çok başarılı oldu. Çoğu Ordinaryüs profesör ve profesör olarak, İstanbul ve Ankara'daki üniversitelerin kadrolarına girdiler. Bazıları Güzel Sanatlar Akademisi'nde görevlendirildi. Bu sığınmacılar arasında önde gelen profesörler, araştırmacı bilim insanları, hekimler, diş hekimleri, avukatlar, mimarlar, şehir planlamacıları, mühendisler, sanatçılar, kütüphaneciler, doğal kaynakları koruma taraftarları ve laborantların yanı sıra, daha alt düzeyde yüzlerce meslek sahibi bulunuyordu. Başta, Türk hükümeti göçmenlerin işlerini yapmaları için eldeki tüm olanakları seferber etmeye çalıştı. Laboratuvarlar ve hastanelerin donanımları için çok büyük meblâğlar harcandı. Tesislerin işletilmesine yönelik gerekli alt yapı için ödenekler ayrıldı.
Bu göçmen profesörlerin etkisi sınırsızdır. Fen bilimleri, meslekler, beşeri bilimler ve güzel sanatlar alanlarında Türkiye'de yüksek öğrenimi bütünüyle dönüşüme uğrattılar. Aynı zamanda kamu sağlığı, kütüphane, hukuk, mühendislik ve yönetim uygulamalarını yeniden tasarladılar. Bıraktıkları çok yönlü miras bugünün Türk toplumunda her alanda gözlenebilir. Ne var ki, birçok karşı güç de yerli yerinde ve faal durumdadır.