Sözlerimden korkma; ölü bir insanın beklentisi olmaz; ne aşk ne merhamet ne de avuntu dilenir.
Kimbilir, iç sıkıntısı olmasa, belki insanlar işe gitmeyi unuturlardı. ' İş avutur, ' derdi babası. O böyle avuntu istemiyordu. Bir örnek yazılar yazmak, bir örnek dersler vermek, bir örnek çekiç sallamaktı onların iş dedikleri. Kornasını ötekilerden başka öttüren bir şoför, çekicini başka ahenkle sallayan bir demirci bile ikinci gün kendi kendini tekrarlıyordu. Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunlukla çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak !
Reklam
Insan acının gerçekliği ile asla yüzleşemez. Asla bunu kabul etmek istemez. Zihin sürekli olarak bir savunma ve avuntu aramaya başlar. Başkalarından kaçar gibi kendisinden kaçar insan. Dökülmeye başlar ruhun artık pul pul. Sen kaçtıkça uçuşmaya başlar teninden ve ne kadar hızlı koşarsan o kadar savrulur gökyüzüne.
Sayfa 157Kitabı okudu
"Ey güzel insan, sen de onun gibi bir tutkunun esiriysen, onun acıları sana avuntu olsun, eğer yazgından veya kendi hatandan dolayı bir arkadaş bulamıyorsan bu küçük kitap dostun olsun."
Hayatta gülünç, iğrenç ya da ağır zekâlı görünmemize neden olan talihsiz olayları, kendi soğukkanlılığımızın ışığında, yolculuğun cilveleri olarak görmeliyiz. Şu dünyada hiçlikten hiçliğe ya da her şeyden her şeye giden biz yolcular (gönüllü olalım ya da olmayalım), yolculuğun dertlerini, arabanın sarsılıp durmasını pek önemsememesi gereken, sıradan seferileriz. Bu düşünceyle avunuyorum, belki kendi kendimi avutuyorum, belki de gerçekten beni avutacak bir şey var bunda. Ama zaten, üzerinde fazla kafa yormazsam, aslı olmayan avuntu elle tutulur bir gerçeğe dönüşüyor.
Sayfa 535
"Bazı insanlar haksız yere acı çektiğinde," derdim kendi kendime, "acılarına tanık olanların kaderi bunun utancını hissetmektir." Ama bu düşüncenin verdiği sahte avuntu beni rahatlatamıyordu.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.