Her pencerenin ardında bir alınyazısının beklediğini, her kapının bir yaşantıya açıldığını hissettim yine- gözlerimi yaşartacak kadar beni mutlu eden bir duyguydu bu; dünyanın çeşitliliği her yerdeydi ve böceklerin ateşli parıltıya çürümeleri gibi en sefil köşe bile önceden belirlenmiş olaylarla doluydu.
Çok derin ve çok gerçek şeyler tadıyor olmak müthiş mutluluk veren bir duyguydu, ruhumun en canlı kaynağını oluşturur, tanımadığım yerlerde şehvet gibi üstüme çökerdi.
Onun güldüğünü de gören olmamıştı; bu konuda da hayvanlara benzerdi, çünkü konuşma yeteneğini kaybetmekten daha korkunç bir şey vardı belki, duygunun mutlu ve özgür bir biçimde dışa vurumu olan gülmek, Tanrı'nın bilinçsiz canlılarından esirgenmişti.
Gölgesinin sadakatle sürünerek ve sessizce adımlarının arkasından geldiğini hissederdi insan,bazen bilincine varmadığı bir dilek gibi önünden acele ettiğini de bilirdi ama gölgenin parodi yaparcasına aldığı biçimleri gözlemlemeye ve bu çarpıtılmış şekillerin içinden kendi varlığını seçmeye çalışması çok nadirdi.