Tek bir soru. Sadece bir tane. Kayra sordu: “Nasılsın?” Bacaklarını iki kişilik salıncağa uzatıp sağ kolunu sırtını dayadığı demire yaslayıp sol kolunu da salıncağın kenarına koydu. Birkaç saniye çevreyi seyretti. Ve başladı konuşmaya. “Seni Kinyas en son Fransa’da görmüştüm. Paris’te. Ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü
Sayfa 221Kitabı okudu
''Seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. Paris'te. Ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
Reklam
“Her şeyi başlatan, erkeğin kadına duyduğu kıskançlık oldu,” dedi. “Olimpos’taki tanrıçaları dışarı atıp yerine erkek tanrılar koymaya kalktılar.” “Pan erkek tanrı değil mi?” diye sordu Alobar. “Doğru, erkek tanrı ama dişisel değerlerle çok yakın ilgisi vardır. Kadınların değerini azaltmak için erkekler önce aydedenin değerini azaltmak zorunda kaldılar. İnsanlarla ağaçların, hayvanların, suların arasına bir engel sokmak zorunda kaldılar. Çünkü ağaçlar, hayvanlar ve sular, güneşe oldukları kadar aya da sadıktırlar. Sonra, düşünceyle duygunun arasına da duvar çekmek zorundaydılar. Dibine oturup günün kazancını saydıkları kandil ışığıyla, bizim Pan’ın yürekten bağlı olduğu karanlık arasına da. Başlangıçta engel olarak Apollo’yu kullanmaya kalktılar. Apollo’nun soyut mantığı gerçekten de güçlü bir engel oluşturdu. Ama Apollo’nun sanatçı yanı hâlâ kadınlara karşı bir sevgiyi saklıyordu içinde. Pan’ın şehveti gibi apaçık, uluorta bir sevgi değil, ama amaçları ataerkil ihtirası alttan alta çökerten kontrollü bir istek. İsa ortaya çıkınca… tabii İsa hiçbir dişiyle yatmazdı… ne iki ayaklısıyla, ne de dört ayaklısıyla. İsa hiçbir müzik aleti çalmazdı, şiir okumazdı, ay ışığında yan gelip keyiflenmezdi… çok uygun bir engeldi bu İsa. Hıristiyanlık denen şey, rahibeleri hizmetçi kıza, kraliçeleri cariyeye, tanrıçaları da esin perisine döndürmeye yarayan bir düzendir.”
Sayfa 92
Alp.
Seni Kinyas en son Fransa'da görmüştüm. Paris'te. ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
Sayfa 219 - Doğan Kitap, 52. baskı, 2016Kitabı okudu
....YOUR LİFE YOUR WORLD YOUR RULES..
..............👤 MY 👤 TALK 👤 BOX👤............. 100/1️⃣0️⃣0️⃣ PROFİLLERDE “Paylaştığım alıntılar onlara katıldığım anlamına gelmemektedir.” ŞEKLİNDE bilgilendirme notlarına rast geliyorum. 🤔 O halde, alıntılarınızı yorumlayın yanlış tanınmak istemiyorsanız. Yorum alanı diye bir şey var çok şükür. Böylelikle sadece yazarlara hizmet etmemiş ve
224 syf.
·
Not rated
DİPÇE : Sputnik sözcüğü zihnimize boşlukta yiten köpek Laika ile yerleşse de İngilizce karşılığı "yol arkadaşım"la da güçlü bir etki  yaratır. Yol arkadaşı kavramı çok yönlü, çok derinliklidir öyle ki Murakami'nin dünyasında, çoklu evrene varacak kadar değişkendir bu yollar ve arkadaşlıklar. Sıradanlıktan öte fakat sıradanlaşmak
Sputnik Sevgilim
Sputnik SevgilimHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20165.8k okunma
Reklam
44 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.