Birçok insan iyilikten utanarak söz ettiği halde, kendilerini lekeleyebilecek boş ve kötü sözleri yüksek sesle ve cüretle söylerler. Fakat Oblomov’un hareketleri dürüsttü; vicdanında bile bile işlenmiş hiçbir günah yoktu. Hiçbir erdemi ayak altına almış değildi.
Caddede insanlar karıncalar gibi telaşla birbirine çarparak oraya buraya gidiyorlardı . Yüzlerce insan .. Çoğu ne kadar önemsiz ne kadar silik .. Hepsinin eli ayağı başı var SELİM gibi ne olur yani bu kadar el ayak baş bir araya gelse de sadece bir tanecik SELİM çıkarsalar aralarından .. Lavoiser'in konunu var hiç bir şey bir anda yok olamaz kanun adamdan hesab sorar peki o zaman hareketleri , gülüşü , birlikte yaptığımız şeyler nereye gitti . Ah benim Kalp ağrım Selimcigim..
Reklam
Citiali, siyah, papilio thoas, king page swallowtail, sarı, sarı, sarı, kanat, kelebek, toz, maua, papakura, mayan satar, king, siyah, citiali… Rıhtımda ayaklarını süre süre yürümeye başladı. Kırık tahtalar ayaklarına takılıp sendeleyerek arşınlıyordu rıhtımı. İçi sızlar hali vardı ve hüzün dökülüyordu yüzünden. Adımlarını daha da yavaşlattı.
144 syf.
2/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
TÜRK ROMANININ TRAJİK BASAMAĞI
Nabizade Nâzım'ın Karabibik'i kötüydü. Köy ortamına gayet güzel ayak uydurmuştu ama insana hiçbir fayda sağlamıyordu; kötü bir kurguyla ve pek de iyi olmayan karakterlerle oluşturmuştu romanını. Biçimde de büyük hataları olan romanın sonunda Karabibik'in ''baştan çıkıp kadına atılması'' gülünç ve romana yakışmayan bir sondu. Zehra'daysa Nabizade
Zehra
ZehraNabizade Nazım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201911,2bin okunma
142 syf.
10/10 puan verdi
·
54 günde okudu
İnsan.
"Kalbin, acı çekeni görmekten zevk alma eyleminin ötesinde, yapabileceği daha kötü, daha alçak bir eylem olmasa gerek." Dikkat! Dikkat! Birazdan okuyacağınız inceleme hem somut hem de soyut olarak derin ve bayağı uzun olacaktır. Bunu bilerek okumaya başlamanız veya başlamadan burada bırakmanız sizin tercihiniz olacaktır. Müessesemiz
Merhamet
MerhametArthur Schopenhauer · Dergah Yayınları · 2007268 okunma
Sömürgecilik hareketleri sonrası toplumsal anlamda ve ırksal olarak çeşitli farklılıklara neden olmuştur. Tarih sahnesinde bazı yeni kolektif kişiler doğmuştur. Amerika kıtasında Kreoller (özellikle adalarda ortaya çıkan Avrupalı, beyaz eski yerleşimciler.), Magrip ülkelerinde picdsnoirs gibi (kara-ayak, Kuzey Afrika'da yerleşen Fransızların ikinci, üçüncü kuşaklar.) gibi. Yeni gelenler işgal etlikleri toprakların yerlileriyle karıştılar ya da karışım adılar Amerika kıtasında yaptıkları gibi, bu toprakları yalnızca Afrika'dan zorla getirdikleri siyahlara iskân etmelerinin dışında. Atlantik ötesinden gelen bu köleler ve daha sonra, o kaderden kaçmayı başaran “kahverengiler” (kaçak siyah köle), Avrasyalılar, melezler vb. hep yeni insanlardı. Tanıştıkları ve kurumlaştırılan ırkçılık acaba yalnızca bu karşılaşmanın ürünü müydü.
imge yayıneviKitabı okuyor
Reklam
Tüm bunlar
Olağanüstü sıcak bir yaz gecesi ilk aşk gibi hararetli ve her defasında zor nefes alışveriş, bir öncekine nazaran. Alınlara giden eller ıslanıyor yoğun nemden. Ağustos böcekleri belli belirsiz uçuşuyorlar sokak lambalarına bir mânâ katıyor hareketleri ve küçük çocuklar koşuşuyorlar şimdilerde sokarlarda, attıkları her adımda okulların tatil olması kutlar gibi bir hâlleri var , biraz da umursamazlık hâkim tavırlarına. Gençler söğüt ağacının altında toplaşmışlar yine, ellerinde kola ve çekirdek Bir şeylerden bahsederken gülüşüyorlar. Kimi zamanda birbirlerini itip çekiştiriyorlar. Tüm bunlar olmasaydı şimdi, düşünmek vardı serde seni. Coğrafyanın her bir köşesini yalın ayak dolaşmak... Ve gözlerimi mühürler de gözlerine derinliklerinden semaya yükselirken bir göz açıp kapama mesafesinde, birbirimizin olurduk belki de... J.Osterman 11.02.2022
Puşkin’in gözünden eski Erzurum
“(Yanlış olarak Arzerum, Erzrum, Erzron diye adlandırılan) Erzurum; aşağı yukarı 415 yılı sıralarında İkinci Feodosya zamanında kurulmuş ve Feodosiopol diye adlandırılmıştı. Adıyla hiçbir tarihsel anı birleşmiyor. Bildiğim tek şey, Hacı Baba’nın tanıklığına göre, bir hakaret dolayısıyla özür dilemek için burada İran elçisine insan kulağı diye dana
Leonardo da Vinci, İsa'nın öğrencilerine, "İçinizden biri bana ihanet edecek." dediği o "anı" resmederek bir ilke imza atmıştır. Bunu görmek oldukça kolaydır üstelik: Esere bakar bakmaz İsa'nın cümlesini yeni bitirdiğini hissedebilirsiniz. Havariler ise aralarında tartışmaktadır: "O sen misin? Yoksa ben miyim?" Aynı konuyu tasvir eden diğer resimlerde statik bir şekilde yemek yiyen figürler görüyorken burada önemli bir âna tanıklık ettiğimizi hissederiz. Eserde hem bir düzen hem de kaos var. Bize bu kaos ortamını deneyimleten ise havarilerin yüz ifadeleri ve el-kol hareketleri gibi pek çok detay...
Sayfa 30
Cehennem Başkalarıdır
J.P.Sartre der ki; “Demek cehennem bu. Hiç aklıma getirmezdim böyle olacağını… Acı, ateş, kızgın ızgara hepsi sizsiniz demek… Ne gülünç şey! Kızgın ızgaranın ne gereği var: cehennem başkalarıdır.” Sartre’ın bu metaforu şüphesiz ki; ilk aşamadan itibaren olaya Existansiyalizm açısından baktığının göstergesi.  Toplulukların ortak bilinci, kültürel dayatmalar ve başkalarının hareketleri, yönlendirmeleri, yorumları bizi yönetmeye başlar. Sosyal hayattan içinde bulunduğumuz normlara kadar birçok konu dış etkendir ve bizler duygusal olan varlıklar olarak farkında olmadan bu yargılara, söylemlere ayak uydurmaya başlayıp, kendimizi diğerlerinden ayırt edemediğimiz bir dünya içinde buluruz. Zaman içinde bireyleri, süreç ve bu etmenler yönetmeye başlar ve siz ben olmaktan çıkarsınız… Burada bahsettiğimiz ben, benlik (öz varlık)dir. Bu nedenle başkalarıyla olan ilişkiler, bizi varoluşsal açıdan ölüme sürükler… Sartre’a göre; “ben” ve “kendim”kavramlarına odaklanıp, kendimizi, var oluşumuzu ve yetkinliğimizi sorgulamamız gerekmektedir. Bu, dünyayı ve düşünsel süreci anlamlandırmaya katkı sağlayacaktır. Bunun için de dayatmalardan, dış faktörlerden sıyrılıp; özgürce düşünebiliyor olmak gereklidir.
Reklam
Bu yazı Mustafa Adak dostuma ithaf edilmiştir.
Müptela Ortalık sidik kokuyordu. Burnuyla havayı koklaya koklaya izini sürdü kokunun ve buldu. Oturduğu bankta arada bir burnuna gelen kesif sidik kokusunun kaynağı kendi pantolonuydu. Bir saat kadar önce diplerinde keskin, gözleri acıtan bir amonyak kokusu olan tarihi sur duvarına hacet giderirken duyduğu ayak seslerinden irkilmiş, hemen
1matematikçinin dans edememe sorunsalı, hala adım sayıyordu :)(
...Dans edenlerin temposuna ayak uyduramıyordu. Kenarda durmaya karar verdi ve güzel gelini görebileceği noktaya yerleşti. Yaşlıların, ritmik hareketleri nasıl bu kadar kesintisiz sürdürebildiklerini merak etti...
Sayfa 35 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
68 syf.
9/10 puan verdi
İslam Dirilişinde Avrupa'nın Durumu Avrupa doğdu ve kabul görmeyi bekledi. Fakat ölüm uykusundaki Asya ve henüz varoluş sınavını vermemiş Afrika ona istediğini vermedi. Nihayetinde her eser bir yankı isterdi. Avrupa'nın vermediği bu yankı onu gürültülü bir sona hazırlıyordu ancak tek başına gitmek niyetinde değildi. Asya ve
İslamın Dirilişi
İslamın DirilişiSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20219,6bin okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Atçan Yurt Kralı Éomer'den At'a Senfoni..
——————————————————————— İL HALK KÜTÜPHANESİNDEN DİZİSİ - 9 ——————————————————————— Ben ki, Éorl soyundan, Güneşin üçüncü çağında hüküm sürmüş Rohan Kralı Theoden'in (Ruhu atalarının yanında huzur bulsun) yeğeni, Rohan Süvari Birlikleri Başkomutanı, Güneşin dördüncü çağı ile birlikte Rohan tahtına oturmuş (Éomund oğlu -ruhu atalarının yanında
At'a Senfoni
At'a SenfoniNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2008229 okunma
KİTAP LİSTESİ (devam ediyor) PAYLAŞIP YARDIMCI OLUNUZ!!!
KATEGORİLENDİRME AŞAMASI DEVAM EDEN HER KONUDAN KİTAPLARIN OLDUĞU UYGULAMA PROJESİ KAPSAMINDAKİ KİTAP-DERGİ-MAKALE LİSTEM. LÜTFEN PAYLAŞIP, YORUM YAPIP, MESAJ ATIP DESTEK OLUNUZ!!! LÜTFEN YARDIM İÇİN, İSTİFADE İÇİN, GELİŞİM İÇİN PAYLAŞINIZ!!! ŞU KİTABI UNUTMUŞSUN, EKLE diye yorumlar yapınız, öneriniz ve kategorisini belirtiniz. Kitabın
395 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.