"Birazcık tuz etkisi yaratmalı insan birinin hayatında. Hani yaraya basıp acı vereninden değil, yemeğe katılıp tat vereninden." - Ece Ayhan
Sayfa 30 - kamer yayınlarıKitabı okudu
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
Reklam
Kişi ektiğini biçer derler.
Başkalarına yaptığın her şeyi, aynı zamanda kendine yapmış olursun.
Kuş için uçmak ne kadar doğalsa, insan içinde akıl ve sevgi ile yaşamak o kadar doğaldır. Kuş başlangıçta uçmayı bilmediği gibi, insan da sevmeyi bilmez. Her ikisi bir kez havalandıktan sonra, daha üstün , daha mutlu bir hayata kavuşurlar, insan o zaman asıl amacının kendisi ile sınırlı olmadığını görür.
Bırak sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabır olsun.
Sayfa 2
Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Herkese sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiyi dikkat etmesini...
Reklam
En doğru yoldur kendi yolum:)
Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi.
Çok güzel dimi ?
Eğer yapabilirsen; ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçlardaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği zamanlarda tanı.
Eğer yapabilirsen , sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
Sayfa 1
TL ile kıyaslayın bir de :)
Zaman alacak biliyorum fakat eğer öğretebilirsen, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret.
Sayfa 1
Reklam
Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya karşı kendini adamış bir lider vardır.
Sayfa 1
"Ah, kafası anlamsız ve yanlış düşüncelerle dolu insanlar, ne kadar çok şeye sahip olduklarını bir görebilirseler!"
Kimi cephede ateşle yandık, kimi cephede donarak öldük, kimi yerlerde, çölde susuzluktan kavrulduk, Süveyş Kanalı'nda suda boğulduk. Devletin bekası için bir milyondan fazla Türk evlâdı bu cephede yitip gitti. Belki birkaç binin dışında yüz binlercesinin mezarları bile belli değil.
Beklemek! Bir ömür boyu beklemek... Yıllarca geçen zaman.. geçmeyen zamanı beklemek. Beklemek bulutların geçişinden, kuşların uçuşundan, böceklerin ötüşünden, rüzgarın esişinden umut bularak beklemek. Bin bir türlü rüyayı hayra yorarak beklemek. Çanakkale'de esir düşüp sağ kalanlardan zaman zaman dünyanın çeşitli yerlerinden dönenler oldu. Kepsut köylerinde on dokuz sene sonra dönenlere, dokuz sene sonra iki gözü kör dönenlere rastladım. Zannediyorum en son dönen esir 1952'de idi. Analarımız, kadınlarımız beklediler.. beklediler.. beklediler.. Gençliğini bilmedi Yel bulutu delmedi Çanakkale'den beri Koçyiğitler gelmedi.
06 Şubat 1923'te Atatürk Balıkesir'e ilk defa geldi. Evet Gazi Paşa gelmişti. O Anafartalarda onun kumandanı değil miydi? O bilmeyecek de kim bilecekti? Gazi Paşaya sormalıydı. Ömer'ini sormalıydı. O gün Atatürk'ün kaldığı evin arka kapısında pek kimsenin farkında olmadığı bir olay yaşanıyordu. Ömer'in anası kapıya gelmiş ille de "Gazi Paşa" ile görüşmek istiyordu. Atatürk'ün yaverleri "Olmaz!" dediler. "Hiç Gazi Paşa ile öyle paldır küldür her önüne gelen görüşebilir miydi?" Meseleyi bilenler yaverlere Ömer'in vasiyetini fısıldarlar. "Yolda, gelecek" denmesini, anasının ağlatılmamasını istemişlerdir. Çanakkale denince akan sular durur. Çünkü Atatürk'ün yaverleri Çanakkale'den beri yanındadırlar. Çanakkale'de şehit düşmüş birinin vasiyeti elbette yerine getirilir. Girerler içeri, durumunu anlatırlar Atatürk'e, "Gelsin!" der. Getiriler. Kazım Karabekir Paşa, Ali Hikmet Paşa ve Latife Hanımla birlikte oturmaktadırlar: - Buyur kadın! bir şey mi istiyorsun? Yok Gazi Paşam, yok... Sağlığını isterim... Ama Ömer'imi gördün mü? Çanakkale'de Kara kaşlı Ömer'imi gördün mü? "Yoldadır... Gelir." "Sağ ol Paşa Hazretleri..." der ayrılır kadın. "Yoldadır elbet..." Koskoca Gazi Paşa der, "O yalan mı söyler hiç... Gelecek tabi... Ömer'im gelecek!"
Resim