Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Öfke ve Düşmanlık
Duygusal olaylara nesnel bir yorum getirerek tepki verme sorumluluğundan kaçınma, daha çok aydın kişiler arasında görülür. Çünkü, düşünce ve mantık, çağdaş insanın duygusal yaşantıların olumsuz etkilerine karşı geliştirdiği etkili bir korunma aracı durumuna gelmiştir.
Aydın sayılan kendine hayranların, yaşadıkları dünyaya kapılarını kapatıp kendilerine kitlendiği, yalnız kalpler kulübü meyhanelerdeki yavşak, kısır döngü sohbetlerin kültür alışverişi sayıldığı gecelerle geçirilen yıllar.
Reklam
Toplumumuzun özellikle aydın kesiminde gözlemlenen bir diğer kaçış mekanizması ise, duygu, sezgi ve duyarlık gibi içsel yaşantıların yerini düşüncenin almasıdır. Yaşamak, yaşantı üretmeyi, yaşama katılmayı, yorum yapmak yerine duygusal tepkiler verebilmeyi ve içsel yaşantılarımızı algılamaya çalışarak o doğrultuda hareket edebilmeyi içerir. Ama bu, düşünmeden yaşamak anlamına de gelmez. Çünkü ancak ilkel toplumların üyeleri, olgunlaşmamış yetişkinler ve çocuklar düşünce ve mantığı gereğince kullanamazlar. Yoksa düşünce, benliğimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Ama Batı toplumlarında düşünce ve mantığa verilen önemin giderek abartılmış olması, bu gelişmelerin insanı kendisine yabancılaştırmakta mı olduğu sorusunun ortaya atılmasına ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana karşıt bazı tepkilerin oluşmasına neden olmuştur
Toplumumuzun özellikle aydın kesiminde görülen bir diğer kaçış mekanizması ise duygu, sezgi ve duyarlık gibi içsel yaşantıların yerini düşüncenin almasıdır.
Sayfa 104 - sorumluluktan kaçışKitabı okudu
Toplumun uzun özellikle aydın kesiminde gözlemlenen bir diğer kaçış mekanizması ise, duygu, sezgi ve duyarlık gibi içsel yaşantıların yerini düşüncenin almasıdır. Yaşamak, yaşantı üretmeyi, yaşama katılmayı, yorum yapmak yerine duygusal tepkiler verebilmeyi ve içsel yaşantılarımızı algılamaya çalışarak o doğrultuda hareket edebilmeyi içerir
Duygusal olaylara nesnel bir yorum getirerek, tepki verme sorumluluğundan kaçınma, daha çok aydın kişiler arasında görülür.
Reklam
Engin Aydın tahliye edildikten kısa bir süre sonra akciğer kanseri tanısı aldı ve sancılı bir tedavi sürecine girdi. Başlangıçta hastalığında iyiye gidiş oldu. Dava sürecinde maruz kaldığı travmanın yanı sıra yoğun kemoterapilerle vücudu bir hayli hırpalandı. Tutuklanmasından iki yıl sonra 5 Şubat 2011'de geçirdiği kalp krizi nedeniyle 73 yaşında hayatını kaybetti.
Engin Aydın
İsmet İnönü'nün CHP Genel Başkanı ol­ duğu dönemde CHP Gençlik Kollarında siyasete başlamış; 12 Eylül darbesinde CHP'nin kapatılması üzerine Necdet Calp ile birlikte Halkçı Parti'nin kuruluşunda görev almış bir hukukçuydu.
Ignatius J Reilly - dayanamadım paylaşıyorum
Hiç düşünmeyen ve aldırmayan bir toplumda hayatımı kazanabilmek için dişimle tırnağımla savaşır, çöl botlarımın tabanını Fransız Mahallesi’nin eski, kaldırım taşı döşeli yollarında aşındırıp adi, tırtıklı lastiğe dönüştürürken, aziz (ama yoldan çıkmış), eski bir tanışıma rastladım. Bu yozlaşmış insana ahlaksal üstünlüğümü kolayca kabul ettirdiğim
Yirmi sekiz yıl önce gittiğim Meksika'da bana en çarpıcı gelen şeylerden biri, açık bir şekilde gözlemlenen, gelir dağılımındaki dengesizlikti. O zamanlar halimize şükretmemiz gerektiğini düşünmüştüm. Anlaşılan, 1980 sonrasında giderek artan farklılıklar zamanla bizi o ülkeyle eşit konuma getirmiş. O günlerden bu yana sayıları giderek artan, bazı yönlerden içerik yoksunu ama girişimci, fırsatçı ve dinamik "Yeni Türkler", düşünce ve fikir zengini ama eylem yoksunu aydın kesimi yavaşça toplumun periferisine doğru iteklemeye başladılar.
Reklam
Entelektüellere gelsin!
Duygusal olaylara nesnel bir yorum getirerek tepki verme sorumluluğundan ka­çınma, daha çok aydın kişiler arasında görülür.
Köl Tegin Hakkında
Prof. Dr. Erhan Aydın, "Orhon Yazıtları" çalışmasında F. Sema Barutçu, Mehmet Ölmez ve Ahmet Temir'in Köl Tegin adındaki Köl sözünü köŋ- (yanmak) fiiliyle ilişkilendirdiklerini ve kendi kanaatinin de aynı yönde olduğunu belirtir. Ayrıca "köŋ fiilinin kö- fiilinden yapılmış olabileceğini öne süren Barutçu, köl ünvanını
Sayfa 127 - Post Kitap, Divan Edebiyatı Vakfı Keyfiyet Mahfili Türkçe Araştırmaları: 1, 1. Baskı, İstanbul 2020, TÜRKÇENİN KÖKLERİ
Günümüzde çoğu aydın, bir araya geldiklerinde duygularını yaşayacakları yerde, soyut kavram tartışmaları aracılığıyla ilişki kurma eğilimi göstermekteler. Bunun sonucu bazen bir insanın duygu ve düşünceleri arasındaki kopukluk öyle boyutlara ulaşabilir ki, kişinin savunduğu düşüncelerle duygusal tepkileri arasında önemli çelişkiler ortaya çıkabilir.
Incinmekten ya da daha doğrusu, incitmekten korkan bazı insanlar duygusal dünyalarını mantık ve düşünce yoluyla da yalıtabilirler. Böyle bir insan kendisine acı veren durumlara ilişkin duygusal tepkilerini mantıksal açıklamalarla denetlemeye çalışır. Bunu yaparken ya kendi tepkisizliğine ya da karşı tarafın tepkilerine gerekçeler bularak etkin olamamasının yarattığı değersizlik duygularını hafifletmeye çalışır. Duygusal olaylara nesnel bir yorum getirerek tepki verme sorumluluğundan kaçınma, daha çok aydın kişiler arasında görülür. Çünkü, düşünce ve mantık, çağdaş insanın duygusal yaşantıların olumsuz etkilerine karşı geliştirdiği etkili bir korunma aracı durumuna gelmiştir.
307 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.