uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez. dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında ne çarşaf halden anlar ne yastık. girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. onun unutamadığın hayali, sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın. sevmek ne
Alıntıdır ..
Rus edebiyatının talihsiz bir dehâsı: Puşkin Ey güzel ülke! Uzak ülke. Ey bilmediğim ülke! Ne kendi isteğimle geldim sana, Ne de soylu bir atın sırtındl Beni bu yiğit delikanlıyı, Gençliğin ateşi sürükledi sana. Bir de başımdaki şarap dumanları.. Ataol Behramoğlu'nun çevirdiği, Nadir Göktürk'ün bestelediği Tanju Duru'lu, Emin İgüs'lü ‘’Ezginin
Reklam
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez. Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar ne yastık. Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. Onun unutamadığın hayali, Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın. Sevmek ne
“zeynep beni bekle - gece ağaçlarına yağmur çiseliyorum - cam tozu su beyazı yalnızlığını mutlaka değiştireceğim bir yaprak halinde süzülüp saçlarına eski teşrin'lerden - kederli kırmızı zeynep beni bekle mutlaka döneceğim söyle kim önleyebilir buluşmamızı geceleyin ışıkları söndürdüğün zaman benim şiir kitaplarından sızan aydınlık elinde uyuyakaldığın heyecanlı roman pancurların çarpıldığı lodos geceleri rüzgarın değil benim - pencerendeki ıslık her akşam koridordaki ayak sesleri yanlış çaldığını zannetiğin telefon zeynep beni bekle mutlaka geleceğim hem bu ne ilk ayrılığımız ne de son pikapta eminağa acemaşirân saz semaisi sokakta çocuklar saklambaç hırsız polis hayat akıp gidiyor olsam da olmasam da saati durmamalı ufak sorumlulukların resmi bırakmadın ya - son çektiğin hangisi bak mektuplar birikmiş yine masamda fakülteler açılacak bak bugün yarın zeynep beni bekle mutlaka geleceğim başladığımız filmi birlikte bitireceğiz kim ne derse desin içimde delice bir his”
Gece namazı [Teheccüd]
Müslümanların dünyaya hakim olduğu zamanlarda “Geceleri aydınlıktı” Yani gece namazı kılarlardı. "Gecesi aydınlık olmayanın, gündüzü karanlık olur" demişlerdir. Gece namazlarını ihmal ettiğimiz için gündüzlerimiz zillet içinde. Geceye hakim olamadığımız İçin, gündüze hükmedemiyoruz.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez. dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında ne çarşaf halden anlar ne yastık. girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. onun unutamadığın hayali, sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Reklam
717 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.