Kralı gibiyim yağmurlu bir ülkenin,
Zengin ama güçsüz, genç yine de çok geçkin,
İğrenmiş yerlere eğilen lalalardan,
Ne köpekleri var gözünde, ne bir hayvan.
Ne av eğlendirir onu ne Şahin artık,
Ne balkonu altında ölen kalabalık.
Gözde soytarının gülünç baladı bile
Amansız hastanın içini açmaz öyle;
Çiçekle süslü yatağı sanki mezarı,
Ve her prensi hoş bilen odalıkları
Bulamazlar ne giysinler de açık saçık
Gülümseyebilen bu genç iskelet azıcık.
Ona altın çıkarmaya çalışan bilgin
Bağrında yerini bulamadı derdinin,
Ve deneyip Roma tarzı kan banyosunu,
Ki güçlüler kocayınca anımsar bunu,
Kan yerine Lete suyu dolaşan
CANLI CENAZEYİ ISITAMADI BİR AN…