Oğuz Atay’dan kızına mektup…
Oğuz Atay
Oğuz Atay
tedavisi için Londra’dayken, kızı Özge’ye bir mektup yazar (17.5.1977). Kızının güzel ve uzun mektubu için teşekkür ederek başlamış. Sonrasında yazım hatalarını çok tatlı öğretmiş kızına…:) Oğuz Atay’ın el yazısının güzelliği peki.. (İşte o mektup, tam metin):📜 “Sevgili Özgeciğim; Ahmet Mithat Efendi-Hüseyin Rahmi hikâyesini çok beğendim.
Yıldızların güzelliği,Ayın parlaklığı ve Gecenin sessizliği.... Bu üçlüye bayılıyorum..!
Reklam
141 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Bu hikâyeler konuşuyor! Romandan farklı olarak bir hikâyeyi beğenmem için kısa yapısı gereği anlattığı konunun bende alelade olmayan bir şeyleri uyandırması lazım. Bunu hissettiğim her hikâyeyi ve her yazarı severim. Sırça Köşk tam da bu kriterleri karşılayan bir kitap oldu benim için. Hatta okumak için geç kaldığımı bile hissettim. Sabahattin
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202057.1k okunma
Ekim Ayı Öykü Etkinliği (1-31 Ekim 2021)
ÖYKÜ,LER ---------- 1. https://1000kitap.com/incikupelikiz - Gün Batımı- #140255912 2.
Ays
Ays
- Parefüm Değiştiren Kız - #140375847 3. @Ezpayiz - Mavinin Güzeli - #140780311 4.
Ayfer
Ayfer
- Başlıksız - #140809632 5.
Özgürce
Özgürce
-
İnsan, hiç bir zaman güzelliğine güvenmemelidir.
"Hakk görüşüyle baksan vech-i hasene Yazılır defter-i a'maline bin bir hasene" İnsanın bedensel güzelliği; ayın, on dördündeki parlaklığına benzer ve geçicidir. Allah'ın güzelliği ise kalıcı olduğundan, dışa değil, daima o iç güzelliğe bakmak gerekir. Buna da: "Mecazdan geçip, hakikate gelmek" denir. Onun için insan, hiç bir zaman güzelliğine güvenmemelidir. Çünkü güzellik, onun görünüşüne o güzelliği verenindir. Kişinin: "Güzelim" dediği şeyin aslı topraktır ve sonunda yine toprak olacaktır. O toprağı hayattayken güzel gösteren, ona yansıyandır.
Pan YayıncılıkKitabı okudu
... yoksa güzelliği masumiyetinden mi? ............ Bir ses nasıl tarif edilir? Güzel ya da çirkin, yeter mi? Oysa siyah ile beyaz arasında ne çok renk, sesi tarif etmek için ne çok kelime vardı. Sakin mi telâşlı mı, billûr gibi akıyor mu yoksa buğulu, çapaklı mı? İşveli mi bu ses yoksa güzelliği masumiyetinden mi? Hepsi sesten belliydi. Bir kadın sesinden tanınırdı bir erkek sesiyle bilinirdi. Rüzgâr sesiyle eser, volkan gürültüsüyle patlar, mızrak sesiyle çarpardı. Kan sesli akar, ateş sesli yanardı. Gözyaşı sessizce aksa da öfke, neşe, ayin, nefret, aşk sesliydi. Ama yine de sesin geldiği yeri gözlerimizle ararız.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
271 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.