Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Neşatî
Ettik o kadar ref'-i taayyün ki Neşâtî Âyîne-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız Ey Neşâtî! Kendimizi ruh iklimlerinde öylesine yitirdik ki, artık gönlün parlak aynalarında bile görünmez olduk.
Sayfa 313 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
AYİNE-İ MÜCELLADA NİHANIZ
Yağmur başladı. Kaç kez yağmurlarına filbahri kokularını karıştırdım.
Sayfa 37
Reklam
AYİNE-İ MÜCELLADA NİHANIZ
Akşam iniyor hattat. Sen bu akşamları iyi bilirsin. Sana kaç kez gül kokulu, hanımeli renkli akşamlar hazırladım.
Sayfa 37
- Hatta neredeyse Neşatî'nin beytinin dünyasına gireceğiz. Ettik o kadar ref-i taayyün ki Neşâti Ayîne-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız! Nuran gülüyordu: - İyi ama, eşya var, biz varız. Vücudumuz maddî bir şey değil mi? Yani herkesinki gibi... -Allah'a bin şükür... Fakat seninki bana göre herkesinki gibi değil... -Küfür... -Küfür veya Allah'a giden en kısa yol... Unutma ki bu gece tam vahdet-i vücud içindeyiz...
Sayfa 194 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
mahbus rûh
"Tanrılar ikimizin bedenini tek ve büyük bir bedenden yaratmışlardı, bu ayrılık da ruhlarımız için ıstıraptan başka bir şey değildi." Bu kısmı okurken aklıma Neşatî'nin bir beyti geldi, kitapta yer almasa da yine de buraya bırakmak istiyorum. Şevkiz ki dem-i bülbül-i şeydâda nihânız Hûnuz ki dil-i gonce-i hamrâda nihânız -Biz çılgınca seven bülbülün sesinde neşe ve böylesine sevilen kırmızı gülün kalbinde gizlenen kan'ız- Kaldı ki bunlar birbirinden ayrı şeyler değildir demek ister. Çünkü tasavvufta seven ve sevilen diye iki ayrı vücut yoktur. Seven, sevilen ve onların her hâli, tek ve mutlak bir varlıkta toplanır, bir tek vücut olurlar. Neşatî'nin beyti ise bu engin felsefeyi dem, hûn, gönül, gonce ve hamrâ kelimelerinin kırmızı renk saltanatiyle tutuşturarak söyler. Aynı şiirde Fransız edibini hayran bırakan mısralar da şunlardır: Etdik o kadar ref'-i teayyün ki Neşatî Âyine-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız -Neşatî! Ten kafesinde mahbus rûhumuzu öylesine vücudumuzdan kurtardık, maddî varlığımızdan sıyrılıp, o kadar rûhtan ibaret kaldık ki şimdi parlak cilalı aynalarda bile görünmüyoruz.- Neşatî'nin bahsettiği rûh, Tanrıdan kopup yine Tanrıya dönen, zamanımızca meçhul bir ruhtur. //Nihad Sami Banarlı - Şiir ve Edebiyat Sohbetleri
Ettik o kadar ref'i teayyün ki Neşatî Âyine-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız Neşatî
Sayfa 147 - Babıali Kültür Yayıncılığı
Reklam
Kendi iyimizi başkalarının hayatlarına bakarak belirlediğimiz başarı ölçütü sayılan, hatta var olmak için bile görünür olma zorunluluğu hissettiğimiz bu günlerde bir sır olmaktan korkmadan "Ettik o kadar ref ü taayyün ki Necati Ayine-i pür tab-ı mücellada nihanız biz" * "Görünürlüğü o kadar reddettik ki Neşati Pırıl pırıl cilalı aynada aksimiz sır olmuştur."
Sayfa 26
Maverada Söyleniş
Geldikti bir zaman Sarı Saltık'la Asya' dan, Bir bir Diyâr-ı Rûm'a dağıldık Sakarya'dan. Seyrindeyiz atıldığı sahilsiz enginin, Atmeydanı' nda ölmüş “enelhak” şehîdinin. Merhûm Edirne Şeyhi Neşâtî diyor ki: “Biz Saf aynalarda sırroluruz öyle gaaibiz.” * Zâhid hayâl eder bizi meyhane zındığı, Bilmez ki sen ve ben hepimizdir tapındığı. Gaaibde bir muhâvere geçmiş de pek hafî, Gaybî’ye söylemiş bunu İdris-i Muhtefî. *Etdik o kadar ref-i teayün ki Neşati Ayine-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız
Maddeden Manaya
Ettik o kadar ref'-i teayyün ki Neşâtî Âyine-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız.
Ettik o kadar tef-i taayyün ki Neşâti Ayine-i pür-tâb-ı mücellâda nihanız! Neşâti
Reklam
Neşatî
Ettik o kadar ref'-i taayyün ki Neşâtî Âyine-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız! A Neşatî! Varlığımızı o denli yok ettik ki, artık üzerinde hiçbir toz bulunmayan parlak ve cilâlı aynalarda bile görünmez olduk.
Sayfa 194Kitabı okudu
"Ettik o kadar ref‘-i taayyün ki Neşâtî Âyîne-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız!"
Ettik o kadar ref-i taayyün ki Neşâtî Ayîne-i pür-tâb-ı mücellâda nihânız! "Benliğimizden o kadar geçtik, varlığımızı o denli ortadan kaldırdık ki, artık cilalanmış paralak aynada bile görünmez olduk"
Ettik o kadar ref'-i taayün ki Neşati Ayine-i pür-tab-ı mücellada nihanız Ey Neşati! Kendimizi ruh ikilemlerinde öylesine yitirdik ki artık gönlün parlak aynalarında bile görünmez olduk.
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.