Ölüm meselesi gerek felsefesi, gerek sosyal tüm kapsamıyla geniş ve kısır bir alan. Ancak bazı değişmez gibi algılanan kurallar üzerine toplumsal değişimleri tartışmak gerekir. Norm ve öğretiler-ölüm için-doğduğu zamanın şartlarına ve ihtiyacına göre o hali almıştır. Mesela 'yemek' günümüz şartları için çağ dışı bir ritüel. Hem bilinçsel hem de ihtiyaçtan ötürü gerçek bir karşılığı yok. Diğer bir husus - bu her şey için geçerli- samimiyet dışı aidiyet. Ayıplık güdüsü, ben de varım demek, o an oradaydım demek. Gerçekten aidiyetlik olmayan her sebepten orada olmak Ali şeriati'nin tanımıyla küfre dönüyor. Toplumsal olarak bu da aşılabilmeli.