İyilik...
"... İyilikleri ve fedakarlıkları sadece ve sadece Allah rızası için yapmış olsa idik, bu iyilik ve fedakarlıklarımıza muhatap olanlar bize sırtlarını döndüklerinde bu denli incinir, kırılır ve hatta intikam derdine düşer miydik? 'Ayıptır söylenmesi' diye başlayarak ve sadece böyle başlayarak bile aslında ayıp ederek, ona buna peş peşe anlatır mıydık sol elimizin bile haberdar olmaması gereken şeyleri? " Demek ki neymiş sadece ve sadece Allah için yapmıyormuşuz ne yaparsak.
Ayıptır söylemesi, fena hâlde afiyetteyiz. Yediğimizi yanımızda tutuyor, yemediğimizi kimsenin ulaşamayacağı derin dondurucularda yarın nöbetlerine âmâde bekletiyoruz. Geğirtilerimiz cihanın frekans tarlalarında ses kirlenmelerine sebebiyet veriyor. Ancak kalın gövdeli ve uzun menzilli kürdanlar çıkarıyor diş arkası ettiğimiz gayrimeşru et stoklarını. Arı sütüne bile rutin geliyor artık sofralarımız. Etiketleriyle birlikte yiyoruz her şeyi, yine de ruhumuz duymuyor. İçtiklerimiz sadece gırtlağın manzarasız kanalından lokma sevkiyatını kazasız belasız yapabilmek için. Ne götürsek dünyadan kâr diyor içimizin sesi, ne yersek ganimet...
Reklam
Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli; Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli.
Sünnet Yeniden Yorumlanmak Zorundadır
Sizlerin fark edebileceği gibi, aslında bu eserde yorumlanmaya çalışılan rivayetlerin dış anlamı, çoğunlukla günümüz gerçekliğiyle doğrudan ve bire bir örtüşmemektedir. Bu da son derece tabiidir, zira Hz. Peygamber'in yaşadığı dönemle bizim içinde bulunduğumuz dönem tamamen farklıdır. Gerçi bütün zaman ve mekânlarda geçerliliğini muhafaza eden ve insanın insan olmasından kaynaklanan temel insani durumlara dair Hz. Peygamber'in söyledikleri bugün de aynen geçerlidir. Ne var ki, özellikle bizim bu eserde ele aldığımız konulara ilişkin olarak Hz. Peygamber'in doğrudan değil, ancak dolaylı olarak bizlere bir şeyler söylemesi mümkündür. Bu sebepledir ki Hz. Peygamber ile aramızdaki on beş asırlık zaman farkını kapatmak ve bu farkın getirdiği köklü değişiklikler alanında ve yeni durumlar karşısında Hz. Peygamber'in bize hitap etmesini sağlamak ise, ancak yorum yoluyla mümkün olabilir. Böyle olunca da, Hz. Peygamber'den rivayet edilen bu sözler ve uygulamalar, ancak bizim için bir hareket ve çıkış noktası olabilir, yola devam etmek ve karşı karşıya bulunduğumuz meselelere anlam vermek, yorum ve çözüm getirmek ise tamamen bize düşmektedir. Bir anlamda burada yapmaya çalıştığımız şey, Hz. Peygamber'in Sünneti'ni 21. yüzyıl şartlarında yeniden üretmekten başka bir şey değildir. Kuşkusuz bu tür çabalar her zaman müzakereye açıktır. Ancak bizce yapılması gereken de bundan başka bir şey değildir. Bir diğer ifadeyle geçmiş ulemanın kendi dönemlerinde yaptıkları gibi, bizim de kendi dönemimizin şartlarını göz önüne alarak Sünnet'i sürekli yeniden yorumlamamız gerekmektedir.
Sayfa 13
Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli; Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli.
• Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli; Çok sevmeli öyleyse, çok söylemeli.
Sayfa 43 - Yerleşik yabancıKitabı okudu
Reklam
816 öğeden 401 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.