İnsan ne kadar çok bilirse hükmedilmesi o kadar zor olur. Bu nedenledir ki eğiterek hükmetmek isyan getirir, cahil bırakarak hükmetmek mutluluk.
Laozi
Bilgi, bireye sadece doğruyu yanlıştan ayırt etme yetisi kazandırmaz; aynı zamanda ona kendi kaderi üzerinde söz sahibi olma cesaretini de verir. Çünkü bilgiyle donanmış bir insan, körü körüne boyun eğmez; sorgular, anlam arar ve adalet talep eder.
"Bu nedenledir ki eğiterek hükmetmek isyan getirir, cahil bırakarak hükmetmek mutluluk."
Bilgiyle yönetmenin zorluğuna, cehaletle yönetmenin kolaylığına dikkat çekmek gerekir. Ancak burada geçen "mutluluk" kelimesi ironiktir. Cehaletin getirdiği huzur, bilinçsizlikten doğan bir sahte mutluluktur; gerçek özgürlükten değil, pasif bir kabullenişten beslenir. Yönetimin, bireyi cahil bırakmayı tercih etmesi, yalnızca kendi egemenliğini koruma çabasıdır; halkın mutluluğunu değil, itaatini hedefler.
Biri, bireyin bilgiyle güçlendiği, özgürlük ve adalet arayışında olduğu bilinçli toplum.
Diğeri, bilgiden yoksun bırakılmış, itaatkâr ama özgürlüğün ne olduğunu bile bilmeyen bir toplum.
Ve şu soruyu sordurur insana:
"Kolay yönetilmek mi, zor ama onurlu bir yaşam mı?"
Gerçek mutluluk, bireyin kendi aklıyla karar verebildiği, sorgulayabildiği, kendini gerçekleştirebildiği bir dünyada saklıdır. Bu yüzden bilgi, sadece bireyin değil, toplumun da en kıymetli hazinesidir.