Dışarda milleti sağanlar elini kolunu sallayıp geziyor; ben tek kişiyi sağacak oldum, içeri tıktılar.
Zira dünyada hiçbir şey, karşısındakini kandırdığını sanan bir budalanin sevinci kadar komik değildir.
Sayfa 68Kitabı okudu
Her şeyin zamanı ve semanın altında olan her işin vakti var. Doğmanın vakti, ölmenin vakti...
Evet bu bencil, kendi çıkarlarından başkasını düşünmeyen insanları sevemiyorum. Zorla mı, sevmiyorum işte.
Ama ne oldu sonra? Dünya onlara da kalmadı. Kime kalmış bu dünya? Hepsi gidecek, hepsi. Kralı da, milyoneri de.
Sayfa 43Kitabı okudu
Evrenin sonsuzluğu içinde erdikten, insanların küçüklüğünü daha iyi anlıyordu.
Sayfa 51Kitabı okudu
Siz herkesi kör, alemi sersem mi sanıyorsunuz?
Sayfa 35Kitabı okudu
Halbuki ben, kalemini çirkefe değil, insan sevgisine batırıp yazanların yazdıkları yazıları severim.
Sayfa 31Kitabı okudu
Kitabı incelemeye başlamadan önce biraz Haldun Taner'in öykücülüğünden bahsetmek istiyorum.
Genelde tiyatrocu olarak bilinen Haldun Taner tiyatrocu kişiliğinin yanı sıra önemli bir öykücüdür. Öykülerinde benimsediği anlayış kendi zamanında yazan diğer öykücülerin anlayışlarına pek benzememektedir. Ne 
Sabahattin Ali gibi sosyal gerçekçidir ne de
Sayın bezmenler lütfen açar mısınız efendim kapıyı?
"Anlamıyorum" dedi şişman bir misafir. "Hangi kapıyı çalsa, açılı açılıveriyor. Şeytan tüyü mü var bu Dündar'da nedir?"
Sayfa 123 - Bilgi yayıneviKitabı okudu
"Gece sessiz ve sakin. Denizin üstü sandallar sandallar... Açıkta biri denize girmiş, kulaçlarının sesi öyle belirli ki..."
Sayfa 8Kitabı okudu
